1. önce kavramlar üzerinde anlaşmamız gerek, zira tartışırken bahsedilen bir kavramdan iki tarafta aynı şeyi anlamıyorsa tartışmanın bir sonuca varması neredeyse imkansız.

    (bkz: kutsal)

    önce kutsal denilince ne anlıyorsunuz bunu konuşalım. ben kutsal deyince bir kesimin ya da kişinin değer verdiği şeyleri anlıyorum. mesela bir kesim için emek tiyatrosu kutsal olabilir, yıkılmasın istiyorlarsa anlarım. birileri için vücudu kutsal olabilir, kararını kendi vermek isterse anlarım. benim kutsal anlayışım budur.

    şimdi burada durup konuyu ikiye ayırmam gerek: dinin kendisi ve bir kesimdeki din algısı. dinin kendisi ile dalga geçmemelisin, çünkü insanların kutsalı o. fareye tapan bir insan varsa bu inançla dalga geçemezsin, seni ilgilendirmez. ancak yanından fare geçerken ayağa kalkman gerektiğiyle alakalı bir yasa çıkarırsa o zaman iş değişir. o zaman da o haddini aşar ve beraber karşı dururuz.

    meseleyi ülkemizdeki örnekler üzerinden somutlaştırayım: çoğunluğun inandığı din islam, peygamberi hz. muhammed. bunlara saygı duymalısınız, dediklerine inanmakla saygı duymayı ayırt edin. ama verilen vergilerden en çok bütçe ayrılan yerin diyanet olmaması ile alakalı ekeştiri yapalım.

    mesela içki içmememle dalga geçemezsin ama 10 dan sonra içki satılamaz dememle geçebilirsin. benim ölçüm budur.

    bu arada inanan insanların kendi sistemleri içinde inanmayanların cezalandırılacağına inanmaları normal bir şey, zaten inanmıyorsan o sisteme senin için çok da önemli değil. ama gelip "yanacan gerizekalı" diyen birine, istediğiniz şekilde davranabilirsiniz. ancak bu adam yüzünden o sisteme dil uzatmak mantıksız. ki zaten o adam ya inandığı şeyi anlamamış ya da inandığını zannediyor.

    velhasıl kutsalıma sahip çıkmak zorunda değilsin ama kutsallarımıza beraber sahip çıkabiliriz.
  2. dinin bozulması, yozlaşması veya normalde o dinde olmayan durumların, inanışların bir şekilde yaygınlaşması sonucu ortaya çıkan manzarayla dalga geçenleri de mevcuttur. sıkıntı bunlar dinle dalga geçtiklerini sanmaktadırlar, halbuki zaten dinde olmayan şeylerle dalga geçmektedirler. ama öyle bir haldir ki bu duruma sarılıp içten içe gerçek dinden kaçma çabası vardır sanki. bende isterdim isviçrede doğayım ölmeden önce son dakika müslüman olayım ama yapacak bir şey yok.*
    ayrıca kur'an a inanan birisi olarak bu tartışmaları inanan açısından da inanmayan açısından da gereksiz buluyorum. kur'an da anlatılanları biraz anladıysam zaten kur'an allah'a inanmayı ilk koşul olarak gösterir ve bu hayatın insanın ve şeytanın bir mücadelesi olarak ortaya koyar. insan şeytana rağmen allah'a inanacak mıdır veya inanmaya devam edecek midir? olay budur. şeytana da insanları bu yolda alıkoyması için imkan ve süre verilmiştir. bu mücadelenin ise adil olması gerekir. adil olması içinse yapılması gereken tek şey insanları bu mücadeleden haberdar edecek peygamberler göndermektir. eğer allah'ın varlığını bilgi olarak elde edersek şeytana karşı adil olunmamış olunur. şimdi hal böyleyken allah'ı göster gibi, bilimsel elle tutulur bir gerçeklik aranıyorsa zaten böyle bir şeyin olması kur'an ı kendi içinde çelişen duruma getirir. şöyle söyleyeyim eğer ben bugün bilimsel olarak yani şüphe edilemeyecek bir şekilde allah'ın var olduğu bilgisine ulaşırsam benim için kur'an ın hiçbir değeri kalmaz. çünkü çelişmiştir. sonuç olarak benim inandığım din zaten her zaman şüphe gerçeği olacağını söylerken kalkıpta şüphe edenlerin benim gönülden şüphe etmeme tercihimle dalga geçmeleri yersiz gereksiz olduğu gibi, benimde her zaman şüphe gerçeğinin olacağı karşısında şüphe edenlere bir şeyler söylemem gereksiz olacaktır. inanmak ya da inanmamak işte tüm mesele bu.
  3. din ile de sınırlandırmanın yanlış olduğu davranış biçimi.
    öncelikle her insanın farklı olması ve inandıklarının da doğal olarak farklı olması, kaçınılamaz bir olgu ve bunun için tartışma ihtiyacı hissetmiyorum bile.
    yargılamak iki yönlü bir eylem. aynı düşünce yapısına sahip olmadığınız bir insanın inandıklarına, ideolojilerine, hatta ve hatta en sevdiği renge dahi hakaret içerikli bir yorum yapmak, dalga geçmek, o kişinin henüz olgunluğa ulaşmadığına, hala çok yolu olduğuna ve bu nedenle önemsenmemesi gerektiğine inanıyorum.
  4. ateistlerin değil de din düşmanlarının yaptığı eylem. cuma çıkışında allah kabul etsin kanka diyen arkadaşım da oldu, yıl 2000 küsur olmuş hala dinlere inanan mallar var ehehehe diyen de.

    yani anlatmak istediğim şu ki, bugüne kadar tanıdığım insanlardan yaptığım çıkarım sonucu konu din, futbol, muzik, edebiyat ne olursa olsun, insanların fikirlerine saygı duymayan, karşıt fikire hakaret yağdıran, nefret kusan, aşağılayan kişilerin genelde kötü insanlar oluyor.

    senin kalbin, için nasılsa dışında öyle oluyor. burada hakaret etmeyin, yapmayın tutmayın desen de farkı olmayacak.
  5. dalga geçilecek o kadar çok şey varken neden din diye insana sordurtur.
    sahi neden insanların inançlarıyla dalga geçelim ? ateizm, müslümanlık, hristiyanlık v.s neden dalga geçelim yani ? komik mi yani insanların değer verdiği şeyle dalga geçmek. hayır komikse değer verdiğiniz en kıymetli gördüğünüz şeylerle başka insanların dalga geçmesine ses çıkarmamanız gerek. ama ben hayatım boyunca böyle bir insan yapısı görmedim.
    sahiden kaç kişi birinin onun değerleriyle dalga geçince huzurlu bir şekilde 'ama bu fikir özgürlüğü ya' diyebiliyor.
    fikirlerimiz özgürdür evet ancak başkasının özgürlüklerine dokunulmadığı sürece.
    rvp
  6. dinsizlikle dalga geçmekten hallicedir.
  7. zamanin ruhu ile ilgili bir durum tamamen,anadolu gibi uygarlıkların beşiği olmus bir yerde binlerce yil once yasanan dinsel ritueller nasik gunumuzde anlamini yitirdiyse modern toplumda tek tanrili inançları da bekleyen son aynidir.
  8. katiyen özgürlük değildir.
    eğer özgürlük ise dindarların dinsizlere aynı şeyi yapması da özgürlük olacaktır ki burada da kimse hak ihlali olduğunu iddia etmesin o zaman. kabul mü? bence değil.

    her iki durumu da tasvip etmediğimiz davranışlardan biri.
  9. herhangi bir şey ile dalga geçmek ne kadar aşağılık bir davranışsa, din ile dalga geçmek de en az ve en fazla o kadar aşağılık bir davranıştır.

    sözüm melamilik hırkasını sırtlayanlardan, 'ben'den geçen tüm abdallardan, iki kapılı han meczuplarından, gogol bordello'dan ve bizim bakkal cafer abi'den dışarı. onların durumu biraz farklı.

    (bkz: melamilik)
  10. dinle dalga geciyorum, ama yalnizken geciyorum. bunu da ne populistlik icin yapiyorum, ne de populistlik icin buraya yaziyorum. insanlar bazen sacma seylere inanip onla ruh hallerini duzeltip iyi hissedebilirler. kimi
    meditasyon yapar, kimi oruc tutar. ama butun bunlar olurken adamin kendini oyle veya boyle, yanlis veya dogru, bir sekilde yaparak iyi hissettigi seye olan inancini (eger adama kil degilsem) niye sorgulatip adamin mutsuz olmasini saglayayim ki? o kadar kotu gercekten degilim.