1. pek çok insanın kişisel bir saldırı olarak algıladığı olay. tabi bu algının oluşmasında eleştiri üslubunun yıkıcılığı önemli paya sahip. halbuki hem eleştirirken hem de eleştriyi algılarken konuyu kişisel değil kültürel bir zeminde düşünebilmek herkes için iyi olurdu.

    din olgusunu kişisel bir bağnazlık olarak gören ve önüne geleni yıkıp döken bir ergen özensizliği değil ama, olguyu bizi biz yapan kültürel değerlerden biri olarak ele alarak eleştirecek özenli bir mizah, yani dışarıdan birinin yaralayıcı patavatsızlığı değil de içeriden gelen kendi kendiyle dalga geçme hali, hem daha sağlıklı bir toplumun işaretçisidir, hem de eleştiriye muhattap olanlarca daha olumlu algılanır, yapıcı bir sorgulamayı tetikleyebilir.

    batı toplumlarında din konusunda bu hoşgörü var. bizde ise başka konularda mizaha izin verilirken konu dine gelince kaşlar kalkıyor. bektaşi fıkraları bile yavaş yavaş unutuluyor.

    çok açık ki şu sıralar bu mizahın sırası değil. yine de peşini bırakmamak lazım.