-
taş olsa çatlardı ama sende belirti yok. hahhaa. ben göremiyorsam bana göre yok hükmündedir.
garip bir tahtirevalli dengesizliği bu. bir adım ileri geliyorsun, hoop niye düşeyim, ben de bir adım ileri. sence ortada buluşur muyuz?
ben inersem sen düşersin, sen inersen ben düşerim. sanırım güven önemli bir duygu. burada düşmemek için senin bana, benim de sana güvenmem gerekiyor. pek güven telkin edici biri değilsin. hahhahaha. insan krndini görürmüş başka gözlerde. dengesizsin. buna ayak uydurmak biraz zor değil mi? amaa, bunun sana ve bana öğrettiği bir şey var: denge.
dengeyi öğreten şey dengesizliktir. -
yolunu izanını sikeyim. -
ahhhhh, ahh.
senin leblebi ve fıstıkların var da benim yok mu?
sen, sen, sen, değmezsin.
sende bunu gördüm. o kadar üzüldüm ki geçmişte. ağladım. yaptıklarının hem nedenini, hem de sonucunu biliyorum. geçmişte de senin geleceğini gördüm. şimdi de görüyorum. yolun umarım açık ve benden ayrı olur. ben mi? benim tek bir hayalim var ve onu gerçek kılmadan ölmeyeceğim. -
hayatta en kıymetli hediye zamandır. kime armağan ettiğine dikkat et. -
sen anneni, çocuğunun annesi olacak kadını kaybettin.
ben doğmamış çocuğumu, senin içindeki çocuğu kaybettim.
ikimizde ne öksüzüz değil mi? -
kimsin sen ya, ciksana artik ortaya -
yazdıklarımı ne zaman anlayacaksın? -
geçmiş ve geleceğin bugünle dansını izlemek, beni hep şaşırtmıştır.
aldık, kabul ettik. -
neden kırıldın? beni her gün görmekten mi sıkıldın? biliyorum hep o şofbenin yüzünden oldu. içi kireç doldu, sen de dayanamayıp kırılmakta buldun çareyi.
seni özleyeceğim duş ahizesi. -
pişmanım.