• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.80)
gone girl - david fincher
david fincher tarafından yönetilen ve aynı adı taşıyan 2012 romanından gillian flynn tarafından uyarlanan, 2014 abd yapımı gerilim filmi. filmin başrollerinde; ben affleck, rosamund pike, neil patrick harris, tyler perry ve carrie coon yer almaktadır.

ortabatı amerika birleşik devletleri'nde geçen hikayede gizemli bir şekilde karısı kaybolan bir adam kısa bir sürede şüpheleri üzerine çekmektedir. filmde sahtekarlık, medya, ekonominin evlilik üzerine etkilerini ve insanların birbirlerini algılamaları incelenmektedir.

film 26 eylül 2014'de 52. new york film festivali'nin açılış gecesinde dünya prömiyerini yaptı. 3 ekim'de abd'de sinemalarda gösterime girdi. kayıp kız; pike ile drama dalında en iyi kadın oyuncu ve fincher ile en iyi yönetmen dalları da dahil olmak üzere dört altın küre ödülü adaylığı kazandı


  1. rosemund pike'ın mistik havası filme olması gerekenden daha fazla gizem katmıştır. gerilimi bol oyunculuğu güzel en çokta kurgusuna hasta olunası döneminin en iyi filmlerinden, izleyin.
  2. 2 saatimi boşa harcadığımı düşündüğüm, gerçekten çok kötü bir fillm. ben affleck'i yakışıklı buluyor ama oyunculuk yeteniğinin olduğuna inanmıyorum.
  3. emily ratajkowski için izlenir.
  4. arkadaşımın bir film izledim deli dehşetti acil izle diye veryansın etmesiyle izledim. en başında gayet sıradan bi film gibi geldi dedim nesini abarttı böyle. ilerledikçe rosamund pike a küfretmeye başladım. su yüzüne çıkan her gerçekte fazla şaşırdım. kadın sen neler yapıyosun dedim ve sonunda anladım ki kadınlardan sadece erkekler değil hemcinsleri de korkmalı.
  5. izlediğim güzel filmlerden. bir kadının ne kadar tehlikeli olabileceğini anlıyoruz öte yandan filmdeki kadından hem nefret ediyorsunuz hem hayran kalıyorsunuz.
  6. süpriz sonlu olduğunu düşünen kişilerin, nasıl bir süprizle karşılaştıklarını merak ettiğim, eksik senaryolu, tam bir zaman kaybı, vasat ötesi film. puanım 3/10.
  7. bir dostumun tavsiyesiyle oflaya puflaya bulduğum ve dün izlemeyi bitirince, bunca zamandır göz ardı ettiğim için pişman olduğum film...

    ben affleck oynuyor diye yüzüne bile bakmadım ya ben bunun ne vakittir... bir daha oyuncularla ilgili kesin ön yargılarla yaklaşmayacağım sözlük bu son oldu.

    öncelikle övgüm tabiki amy 'a^:rosamund pike^ ...
    rolü, üzerine tam oturan bir elbise gibi geçirmiş...tek kelimeyle harikaydı. senaryo ile birlikte filmi sırtlamış bence.. ben affleck ise eh fena sayılmazdı denebilecek seviyede hala.. ^:kendisinden pek haz etmem.. yakışıklı olması ve güzel gülümsemesi dışında bir numarası yok hala bana göre^

    izlediğimiz her an başka bir şaşkınlığa sebep olan sürükleyici bir film. kurgu başarılı...

    ilk dikkatimi çeken kadının yaşadığı ruhsal bozukluğun sebebinin; ailesinin onun üzerinde kurduğu baskı olduğu. ailesinin beklentileriyle kendi istekleri arasında sıkışıp kaldığı için, bu isteklerini bastırmak zorunda bırakıldıkça derinlerde öfke patlamaları yaşamaya başlamış bir kadın izliyoruz.

    diğer dikkat çekici nokta ise medyanın insanlar üzerindeki korkunç etkisi.. medya da yayılan tek bir fikrin; doğruluğu ve ya yanlışlığı düşünülmeden, hedef gösterilen kişinin tüm hayatını alt üst edebilecek büyüklükte bir gücü olduğunu tekrar gözler önüne seriyor. tabii insanların bu tarz hedef göstermelere ne çabuk kandığını da aynı zamanda.

    işin bu kısmı hiç yabancı gelmiyor nedense gerçek hayata baktığımız zaman. bir ışık yandı sizlerde de tahmin ediyorum ki ^:göz kırpan gülümseme^
  8. !---- spoiler ----!

    kadınlara bakış açımı değiştiren filmdir.
    o ne piskopat ablaydı öyle arkadaş.
    adamı da esir etti.
    !---- spoiler ----!
  9. ben affleck, mimiksiz ve sinirimi bozacak seviyede olan oyunculuk yeteneğine biçilmiş kaftan bir rolü üstlenmiş. filmin ilk 20 -25 dakikasında çok basit ve sonu tahmin edilebilir bir izlenim vermesine bakmadan devam etmek lazım. çünkü iyiler kötü, kötüler iyi olurken kimi haklı bulacağınızı şaşırıp aslında herkesin kurban olduğunu görüyorsunuz.
    !---- spoiler ----!


    ilk yarıda insan nick'in o duygusuz ve boş bakan suratına vurup, bu kadına kim bilir neler yapmışsındır sen diye hesap soracakken aniden duvara çarpar gibi amy'nin muhteşem zekası ve profesyonelliği hak eden usta tavırlarıyla yüzyüze geliyorsunuz. hamileymiş izlenimi vermek için izlediği yol, komşularını soğukkanlılıkla kullanması, kan izleri ve eşyaların düzenlenişi derken aslında amy'nin psikolojik problemlerinin geçmişe dayandığını fark ediyorsunuz. hayatı boyunca hep mükemmel olmak istemiş, istediği şeyler tarafından istenmek, elde etmek, ve sıkılınca yok etmeye alışmış. şımarık bir kız çocuğunun usta planlarla ve tedavi edilmeyen bir sorunla harmanlanarak ne hale gelebileceğini göstermiş. amy korkutucu bir karakter fakat en sonunda nick'e dönüşü ve polislere verdiği ifadeyi iyi rol kesemeden vermiş olması hikayenin takıldıği ve karakterin kararlılığının sekteye uğradığı kısımlardı.

    !---- spoiler ----!
    jole
  10. bir kez izlediğim ve bir dahakini yüreğimin kaldırmayacağı film. bittikten sonra içim rahatladı resmen bitti diye. amy'nin psikopatlığı ama aynı zamanda bir o kadar da sakin davranması falan içimi yedi resmen film boyu. sonrasında ablam izlerken gözüm çarpmış bir iki saniye izlemiştim de kötü oldum resmen. bu yönden gerek yönetmen gerek oyuncular üstlerine düşen vazifeyi layığıyla yapmışlar bence. hepsini takdir etmek gerek.
    jimi