1. yaşadığımız bu ülkede, bu kanlı coğrafyada her gün artık adını değil sadece sayılarını duyduğumuz çoluk çocuk genç yaşlı insanlarımızın ölümünü, tecavüzleri, küçücük bedenlere yapılan hayvanlıkları bile şaşırmadan izler hale geldikten sonra hala hissedebiliyor olmamız, hissediyorum diyebilmek şaşırtıcı olurdu. evet hissizleştik... sen, ben, o, hepimiz, ne birbirimizi ne de kendimizi ne de yaşadığımızı hissediyoruz...
    (bkz: kafamı hissetmiyorum)
  2. insan nasıl bir süre sonra soğuğu hissetmiyor ise bir süre sonra duygu denen naneyi hissetmeyi bırakabiliyor tabi elinde olmadan istemeden. hamdım piştim yandım sözündeki yanmak kısmı oluyor sanırım bu durum. pek çok ilişki yaşamak veya arkadaş, dost dediğin insanların gerçek yüzünü gördüğün zaman başlıyor bilemiyorum. insanların yüzüne siktir git demek yerine gülüp geçme noktasına gelmek acı bir durum olsa bile üzüntü, mutluluk hissetmemek çoğu zaman insanın kendi yararına oluyor. bir süre sonra sevmeyi sevilmeyi, üzülmeyi ve üzmemek için çabalamayı özlüyor olsada bir zaman sonra geçiyor bu durum.
    edit :
    destek alın demiş yazarlardan biri ekleme yapayım; iki sene önce sevdiğim kız ile en yakın arkadaşım ikiside kıza karşı deli gibi bir şeyler hissettiğimi bildiği halde sevgili oldular ali cengiz oyunları çevirerek bana karşı ve aynı sene içinde değer verdiğim bir arkadaşımın cenaze namazını kıldım. bunu atlatmanın tek yolu hayatı toz pembe gösteren ilaçlardır. inanın bana hayat pembe falan değil ve ben hayatı sahte pembe göreceğime siyah ağırlıklı olarak görmeyi yeğlerim.
    edit 2 :
    egoistlik diyen olmuş. kimse için çaba harcamamaktan kaynaklanan bir sorun demişler. aslında tam tersi olduğunu düşünüyorum ben. etraftaki insanların (yada bana denk gelen insanlar.) hep bencil davranışlarını alttan alma sonucu oluyor. dedim ya siktir git demek yerine gülüp geçtiğim için herkesi hoş tutalım kırmayalım dediğim için. ben üzüleyim onlar üzülmesin dediğim için. boşverin içinizde kalmasın kırın geçin alttan almayın çevrenizde kalan insanlar daha samimi olur böylece. onlarda göte göt der sizin gibi kimse kimseyi kıramaz doğru söylediği için alttan almaz daha gerçekçi olur tam anlamıyla dost olur.
  3. belki sevdiğin biri vardır ona delicesine aşıksındır ama onu göremeyince hemde uzun süre göremeyince hislerin artık yavaş yavaş sönüyor.(kendimden biliyorum)
    bir ses, bir gülüş, bir bakış, bir resim, bir şarkı
    bazen seni alıp dünyanın en mutlu insanı yapabilir, yeniden sönen ateşin külleri tekrardan canlanabilir.(bunuda kendimden biliyorum)

    bazen iyidir, bazen kötüdür hissizleşmek. karşındaki insanı düşünmeden konuşur edersin kalpmi kırarsın insanların gözünden mi düşersin belli olmaz.insanları umursamazsın en güzel yanı o.
  4. bir dönem aşırı hissetmenin sonucunda meydana gelen lanet.. bir de dış etkenler var tabi.
  5. sebepsizce gelir, her şey normalmiş gibi davranırsın. ama fark edersin ki hiçbir şeye üzülmüyorsun, hiçbir şeye tepki veremiyorsun.
    ben bunu tekrar, tekrar ve tekrar yaşayıp duruyorum. "fazla hissetmekten hissizleşmek sonra belli süre hissiz kalma evresi, ardından gelen his yoğunluğu" sirkülasyonu hayatıma çivilenmiş durumda.
    bu durumla nasıl baş edeceğimi bilmiyorum.