1. sahip olduğum potansiyelin istediğim şeyleri elde etmede beni yarı yolda bırakmayacağını biliyorum yine de o yola çıkmaya korkuyorum. bir itici güç bir, bir şey olsa da o yola çıksam diyor, günlerdir bunu bekliyorum. buna belki korkaklık denilebilir veya çekingenlik; bilemiyorum. elde etmeyi istediğim şeylere sahip olduktan sonra bu dünyada daha fazla işim yok. huzur içinde ölebilirim yani ama önce dediğim gibi beni bu isteklerime götürecek yola çıkaracak bir itici güce ihtiyacım var, nereden nasıl gelecek bilmediğim bir güce...
  2. bu saatlerde geliyor genelde bu farkındalık, hayatımın sonuna kadar yapmayı istediğim şeyi geriye kalan hayatımın hiçbir anında yapamayacağımın farkındalığı. o kadar istiyorum ki şu hayata yeniden başlamayı hani şimdiki aklımla da başlamak istemiyorum sadece dümdüz başlayayım yeter diyorum ben anlarım gerekirse koklar hisseder yine o yapmayı istediğim şeyi yapmak için varımı yoğumu veririm, çabalarım, olur. ama işte yok ne hayat yeniden başlıyor ne de geri sarılıyor öyle akıp gidiyor. ne yapıyorum ne yapmak istemiyorum bilmiyorum. neden yaşıyorum hala bilmiyorum. hayatta ilgimi çeken, yapmayı istediğim tek bir şey olmuyor. kendimi bilgisayar oyunlarıyla meşgul ediyor, zamanımı eritiyordum ama artık ona olan hevesimi bile kaybettim artık oynamak istemiyorum ama yine de yapacak bir şey bulamıyor ve yine oyuna giriyorum aklım oyunda değil saçma sapan oynuyorum aklım nerede bilmiyorum. bir orada bir burada kontrol edemiyorum düşünceyi, bir onu düşünüyorum bir bunu... hiçbir düşüncenin sonu gelmiyor hepsi ortada kalıyor veya unutulup gidiyor.

    intihara neden bu kadar kötü bir şeymiş gözüyle bakılıyor anlamıyorum. insanın hayatta yapmayı istediği bir şey yoksa neden yaşamaya devam etmesi gerekiyor bilmiyorum. bence gerekmiyor.
  3. içimdeki düşünceleri bu ara teke indirgedim. bir düşünceden daha çok bir soru aslında, "neden asla akıllanmıyorum?" gerçekten neden asla akıllanmıyorum?

    bir şeyler yaşıyor ve bu yaşadığım şeylerin sonuçları tarafından kötü şekilde etkileniyorum. aradan zaman geçiyor ve hayatım yine sonuçlarıyla kötü etkilendiğim yere geliyor. işte o an aklımdan, geçmişte yaşadığım ve sonuçlarından ne kadar kötü etkilendiğim geçse de durdurmaya yetmiyor, yine yapıyorum. yine giriyorum o yanlış denizlere ve yüzüyorum. sonuçlarını umursamıyorum. sonuçlarının ne kadar kötü olacağını umursamıyor o andan zevk almaya bakıyorum. ama o an bittiğinde sonunda yine başa döndüğümde ve düşünce geri geldiğinde şu an olduğu gibi aklımdan geçen tek bir cümle ve tek bir soru oluyor; asla akıllanmıyorsun, neden asla akıllanmıyorsun?
  4. selam youreads. eskiden sık sık gelir ve her konu hakkında dolu/boş fikirlerimi yazardım. baya hovarda bir hayatım vardı. sorumsuz, umursamaz, hayattan bir beklentisi olmayan, anı yaşayan ve o andan aldığı haz ile yaşamsal tatmine varan biriydim. bana kalsa hala böyle olurdum ama bazı şeyler size kalmıyor işte. maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi vardır herkes bilir... bazı zamanlar geliyor artık alışılmışın dışına çıkmak istiyorsunuz. normal olağan akışında bir hayatınız varken ve fena da idare etmiyorken bir anda huzursuzlanmaya başlıyorsunuz veyahut durduk yere biri bir şey çıkarıyor ve iki saniye öncesine kadar gayet memnun olduğunuz hayatınızdan bir andan nefret etmeye ve hatta bu zamana kadar gelmiş olan hayatınızın boşa geçtiğini düşünmeye başlıyorsunuz. fascinating. büyüleyici. değil mi?

    yani durup bütün bunları yüzeysel değil de tek tek düşündüğünüz zaman durumun ne kadar akıl almaz ve büyüleyici olduğunun farkına varıyorsunuz.

    neyse

    yazmayı seviyorum ama dikkat dağınıklığım ve bir şeyleri aynı anda ve hemen ve sürekli yapma isteğim başladığım işleri tam olarak bitirememe neden oluyor. bu huyumdan da hiç memnum değilim ama değiştirmek de istemiyorum. alışılmışlığı seviyorum. sürekli alıştığım yemekleri yiyor, alıştığım mekanlara gidiyor ve alıştığım tarzda müzik dinliyorum. bu alışılmışın dışına çıkmayı sevmiyorum anlamına da gelmesin öyle durduk yere bir anda belki yanlışlıkla veyahut birinin dokunuşu ile baştan gelen alışkanlığım bir anda tamamen değişebiliyor. sanırım inanılmaz dengesiz biri olduğum sonucuna varıyoruz.

    neyse neysee acayip sıkıldım bak yazmaktan neredeyse 20 dakika oldu yazmaya başlayalı ki iyi dayandım hatta yeter bu kadar daldan dala atlayarak her bir konudan azar azar hiçbir şey anlaşılamayacak şekilde yazdığım...
  5. napıyorsunuz lan ahahahah böyle bir sitenin olduğunu hatırladım geçenlerde bir bakayım dedim hala kapanmamış helal olsun abi kişisine her sene domainleri yeniliyor. adamsın.

    2 sene olmuş siteye entry girmeyeli ama hayat hala bok gibi gidiyor yani pek bir değişiklik yok.

    geçen girdiğimde mal mal konuşup bir şeyler anlatmışım şimdi baktım da okumaya bile tahammül edemedim yani düşünün son iki senede bir şeylere olan tahammül seviyem ne kadar düştü. bu ülke insanı içten içe yiyip bitiriyor. neyse neyse.

    kendinize iyi bakın buraya gelip ağlayıp durmayın her şey kendi elinizde yani gördüm benim gibi insanlar senede bir gelip ağlayıp gitmişler hiç yakıştıramadım.

    bundan bir iki sene sonra yine aklıma gelir de siteye giriş yaparsam girişim acayip afili bir giriş olmalı. kendime o kadar süre veriyorum bak. ne yapacağım dediysen yapacaksın. hadi bakim.