1. insana dair algıların ve duyuların yetersizliğine dikkat çekerek, evreni ve evrendeki her şeyi bir üst-akıl, bir öte düşünce olgusuna bağlayan felsefî öğretidir. biraz açacak olursak; ideacı yaklaşım, insan bilincinin öznel olduğunu savunmaktadır. bu yüzden, nesnel gerçekliğin, insanın duyuları ile algılayabileceği bir bilinçten bağımsız ve bu bilincin ötesinde olabileceğini, hatta asıl gerçekliğin bu olduğunu belirtmektedir.

    ideacılık, düşünceye ve öte düşünceye vurgu yapması açısından felsefenin temel taşlarından biridir. (bkz: idea)

    idealizmin temelleri platon'un idealar kuramında atılmıştır. platon'a göre, nesnel gerçeğe düşünce ile ulaşılabilir. bu sebeple, nesnel gerçekliğe ulaşabilecek olanlar profesyonel düşünce insanları, yani filozoflar, felsefecilerdir.

    david hume ise ideacı yaklaşımını şu sözlerle somutlaştırmıştır: "dünyayı duyumlarım aracılığıyla okurum ve yorumlarım. bu nedenle, varolduğunu bildiğim tek şey benim duyu izlenimlerimdir. örneğin; bu elmanın varolduğunu söyleyebilir miyim? hayır, kesin olarak söyleyemem. tüm söyleyebileceğim, onu gördüğüm, hissettiğim, kokladığım, tattığımdır. bu bakımdan, gerçekte bir maddî dünyanın var olduğunu hiçbir surette söyleyemem."

    materyalizm^:maddecilik^ ile doğrudan zıt bir görüştür. belki gerçeküstücü yaklaşıma yakın olduğu savunulabilir, ama sürrealist akımın misyonu da düşünceden daha çok insanın hayâl gücü olgusunu vurgulaması ve oradan beslenmesidir. (bkz: sürrealizm)

    felsefede, gerçekçilik ile karşıt olduğu ifade edilmektedir. ama, ben idealizm ile realizmin birbirine çok zıt görüşler olduğunu düşünmüyorum. anlaşamadıkları nokta, realizmin hem bilinci hem de bilinç ötesini kabul etmesi, idealizminse sadece bilinç ötesini kabul etmesidir. realizm, idealizmin daha olgunlaşmış bir biçimidir bence, tıpkı romantizm gibi. insanın sahip olduğu bilginin hem nesnel hem de öznel olabileceğine vurgu yapıyor. (bkz: realizm)