• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.79)
kürk mantolu madonna - sabahattin ali
"her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "kürk mantolu madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. kollarıyla bizi sarar. sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran sabahattin ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.


  1. "Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır." (Sayfa 11)

    "İnsanlara ne kadar çok muhtaç olursam onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu." (Sayfa 12)

    "Her şey, her şeyi olduğu gibi kabul etmekteydi." (Sayfa 13)

    Düzenlemesi çok uğraştıracak diye düşünerek direkt adres vereyim dedim:

    Kürk Mantolu Madonna'dan Alıntılar
  2. ne o çağırır, ne o gider.
  3. Ne zaman bir kitapçıya gitsem çok satanlar listesinde bulduğum kitap.

    Tabi bu iyi bir şey, ama insanlar aldıktan sonra okuyor mu bilemem. Şu karikatürün gerçeklik payı çok yüksek gibi geliyor bana:
    Karikatür

    Epey eskiden okuduğum için Hikayenin detaylarını hatırlamıyorum (çok güzel bir aşk hikayesi olarak kaldı aklımda sadece) ancak kitaptan ders aldığım nokta şuydu ki her insanın göründüğünden, tahmin edildiğinden bambaşka hayatlar yaşamış olabileceğini unutmamamız lazım.
  4. zamanın çok popüler kızları okuyor diye herkes kötülüyor fakat işin edebi yönünden baktığımızda ve sabahattin ali'nin bu kitabı ne şartlar altında yazdığını düşününce inanılmaz bir eserdir.
  5. uzun zaman boyunca popülerleşen her şeyi reddetme özelliğimin kurbanı olmuştu. okuduğumda ise kitaba geç kalmış gibi hissetmiştim.
    !---- spoiler ----!

    raif efendinin kendine yabancılaşmış hali, sanırım okuyabileceğim en yalın yabancılaşma idi

    !---- spoiler ----!

    geç kalınmış bir okumaydı benim için, ancak vakit buldukça geri dönüp okuduğumdur.
  6. genelde olay hikayelerine kendimi yakin buldugum halde sabahattin ali bu yapitiyla beni kendine hayran birakmistir. raif efendi bana her insanin icinde kesfedilmeyi bekleyen guzellikler oldugunu ogretmistir. (bkz: aglattin lan)
  7. youreads'te yakin zamanda okudugum bir yorumda kitaplari putlastirmamak gerektigini soyluyordu bir youser. begendigimiz ya da hatirlamak tekrar bakmak istedigimiz yerlerin altini cizmek ve ya sayfanin ucunu kivirmak o kitaba zarar vermiyor hatta yasanmislik katiyor aslinda evet. sanirim kafamdaki bu putlari bu kitapla kirdim. daha ilk sayfadan basladim altini cizmeye. muthis kararkter analizleriyle doluydu. bildigimiz seylerin edebi olarak yorumlanmasiydi aslinda sadece, ama ruha muthis isliyordu. bu nedenle de, bu kitapla ilgili yorumum subjektif bir yorum olacak belki..

    !---- spoiler ----!

    kitabi okumaya uzun zaman once karar vermistim ama turkiyeye gelip satin alma sansim olmamisti, ta ki son dakikada mudurum tarafindan is icin turkiye'ye gonderilene kadar. ilk isim, bilgisayarimda her daim guncel tuttugum, "alinacak kitaplar" listemin bir ciktisini alip bavulumu toplayip turkiye'ye gelmek oldu. istanbul'da buldugum ilk kitapcida ilk onu gordum ortadaki masalardan birinde, hemen sarildim ona ve evet sonunda seni okuyacagim dedim. istanbul'dan izmir'e is icin gecip, 3-4 gunun sonunda buruk bir sekilde donus yolculuguma basladigimda o hic istemedigim an gelmisti, sadece 15-20 sayfa kalmisti bu muthis romanin bitmesine. hic bitmesin istedim, ama gelmisti iste ayrilik vakti.. izmir-istanbul ucagindaydim, yanimda tanimadigim insanlarla seyahat ediyordum ve bu muthis romanin son sayfalarina gelmistim. o muthis huzun coktu ustume. belki de memleketten donus yolunda olmanin etkisiyle biraz daha agir gelmisti bu huzun.. ve evet tutamadim kendimi, basladim hickira hickira aglamaya. yol boyunca merhaba bile demeyen, yuzume bakmamis, yanimda oturan adam bana pecetesini uzatti goz yaslarimi sileyim diye. bu daha da huzun oturttu gogsumun ortasina, dakikalarca agladim agladim agladim. kaderin cilvesine, geride birakip gittiklerimize, herseye.. o yuzdendir ki bu kitap benim icin ozel bir yere sahiptir. okudugum zaman ve yer kitabin herbir satirina isledigi icindir uzerimdeki bu muthis etkisi.

    !---- spoiler ----!
  8. okuduğum kitaplar arasında duygusal anlamda, aşkı anlatış, aşkı yaşayış biçimi olarak beni en çok etkileyen kitaptır kendisi. arada canım yeniden o atmosferi yaşamak istediğinde yeniden okuyorum. evet, bu kitabı defalarca okudum ve hayatım boyunca da okuyacağım büyük ihtimalle. üstelik her okuduğumda gözden kaçan başka bir satır, tanımlanan yeni bir duygu buluyorum.
  9. güzel kitaptır, hoştur ve okuduğunuzda etkisinde kalırsınız, ancak popülerliğine anlam veremeyenler grubuna dün yıllar sonra tekrar okuduğumda katıldığım kitaptır. kitap güzel, ama bir "içimizdeki şeytan" değil bence.(peki bundan size ne) (bilmiyorum)

    bir oturuşta okunabilecek hoş sabahattin ali romanı.
    dag
  10. okuduğum ilk sabahattin ali kitabıdır,
    "ne güzel insansın sen" dedirtir yazarına,
    kelimelerin kifayetsiz kaldığını sandığınız her hissinize dokunmuştur bu adam,yazmıştır.
    her ölüm erken ölümdür derler,
    keşke diyorum az daha kalemin sayfalara,yazdıkların da kalbimize değebilseymiş güzel yazar..