-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (8.79)
"her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "kürk mantolu madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. kollarıyla bizi sarar. sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran sabahattin ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
-
nick'imin sahibi olan bir karakteri içeren en sevdigim^:sevmek ne kelime^ romanlardan birisi.
her bir satırının özel bir anlamı vardır nezlimde.
şimdilik maria'ya buradan sadece selam göndermekle yetineceğim, daha sonrasında ise en güzel zamanımın birisinde, burayı dolduracağım. -
bu kitabı okuyorsanız muhakkak yanına kahve koyup fotoğraf çekmelisiniz ben yapmadım ama siz yapın. -
raif efendi'yi tutup iyice bir sarsmak isteyen yalnız ben miyim? -
kişiden kişiye göre değişen bir sevilme oranı var. şahsen ben sevmedim. normalde o kalınlıkta bir kitabı bir - bir buçuk saatte bitirir kaldırırım ama maalesef ki bitmedi, bitemedi kitap. 1 hafta elimde süründü de süründü. buna karşılık arkadaşım 2 saatte kitaba aşık oldu. -
bugün derste ısrarla bir öğrencimin:
-"kürk montlu madonna, hocam manto ne ya, yanlışınız var." demesi üzerine sınıfta 5 saniyelik south park sessizliğine neden olmus romandır. -
günümüz koşullarında okunursa oldukça klişe tesadüflere dayalı olay örgüsünün yanında kurgusal mantıktan uzak bir sonla bitirilmiş, betimlemeler ve psikolojik tahliller açısından insanı tatmin eden akıcı bir anlatıma sahip bir kitap olmuş.
kitap ilk bölümde olayları kişileri dışarıdan tahlil etmek ve önyargılarla tanımakla geçerken ikinci bölümde oldukça silik bir karakter olan mütercim raif beyin iç dünyasına giderek feminist söylemleri olan fakat özünde yaptıklarıyla kendi kendini yanlışlayan bir kadın karakteri olan maria puder'le namı diğer kürk mantolu madonna'yla tanışmasının ardından gelişen olayları anlatıyor.
sonuç olarak tesadüfler silsilesi bakımından konun yavan kalmasının yanında hikayenin akıcı olması, sabahattin ali'nin insan ilişkilerine dair çarpıcı tespitler bulunması açısından boş zamanda okunabilecek güzel bir kitap. -
kitabın sonunda bayağı ağladığım bir kitaptır. raif beyin naifliği, maria puderin asaleti, olay örgüsü abartısız olarak türk edebiyatının zirvelerindedir. -
popüler kültüre karşı olan bakışımı değiştirmiş olan kitap. yıllarca herkesin dilinden düşürmediği bu kitabı popüler kültüre karşı olan ön yargım sebebiyle okumadım. geçen hafta arkadaşın evinde görünce kitabı ve o an okuduğum kitap olmaması sebebi ile kitabı okumak için aldım arkadaştan. sanırsam gerisini anlatmama gerek yok. bu kitabı şu ana kadar okumamış olmanın pişmanlığı... -
giriş kısmı coşkulu ve muhteşem olan finali ise eski türk fimlerini andıran kitaptır -
büyük bir beklentiyle başladığım ama biraz hayal kırıklığına uğradığım kitaptır.ikilinin aşkının tesadüflere dayanan bir tutkudan ibaret olduğunu düşünüyorum.yazar (bkz: içimizdeki şeytan) ile beni kendine hayran bırakmış,insan psikolojisi üzerine yaptığı tahlillerle benliğimi sarsmıştı.kürk mantolu madonna bana bu gerçekçiliği hissettirmedi.
yine de raif karakterini tanımak için okunması gerek.o naiflik,o mütevazilik..