1. yakında manşetlerde "kütüphanede gürültü kavgası: iki ölü." diye birşeyler görebilirsiniz.

    "karakedi (23) uyarılarına rağmen yüksek sesle sohbet etmeye devam eden iki genci onaltı yerinden bıçakladı. "

    vesaire.
  2. ortak salonlarin ve sessiz calisma bolumlerinin iyi belirtilmesi gereken yerlerdir. sonra istenmeyen durumlar ortaya cikabiliyor.

    her zaman kullandigim iki kutuphane var ve birinin ortak salonu grup calismalarina ve sohbette acik ama bunu bilmeyenler tarafindan elestirildigimiz oluyor. ortak salonun sessiz kalmasi gerektiginde israr edenler gorevlilerden bilgi alip salonu terk ediyor ama biz moralimizin bozulduguyla kaliyoruz. diger sessiz salonlarda henuz ses yuzunden tartisildigini gormedim. sadece yemek yiyenlerin agiz sapirtisi. o baby carrot yetistiren ciftciye bile kiziyorsun. yemek ve icecek sokulmasi yasak kutuphanelerde mevcut.

    iyi bir kutuphane sadece oturup ders calisabildigin degil sosyallesebilecegim de bir ortam olmali. bunu icin kutuphane yonetiminin ufak etkinlikler, okuma gruplari, yazar soylesileri yapmasi lazim. kasvetli bir ortam ariyorsaniz evinizin komurlugu de en az kutuphane kadar sessizlik saglar.

    edit: aklima gelmisken bir kutuphaneci ile konusmami paylasmak istiyorum.

    gecen yaz ailemi ziyaret icin ulkemdeydim ve ilcemizde calisan bir kutuphaneci ile tanisma firsati buldum. yurtdisindan geldigimi duyunca basladi anlatmaya. gittigi ulkeleri saydi, ove ove bitiremedi. sordum bu kadar ulkeyi nasil gezdiniz, vakit bulabildiniz. avrupa birligi ve diger bakanliklarin destegi ile il ve ilceden kisiler proje kapsaminda cesitli ulkeleri geziyormus. duymustum bu tarz projleri ve yakin akrabalarimdan da giden ogretmenler olmustu. ortak bir okul ile isbirligi kapsaminda hem egitim yaklasimlarini inceliyorlar hem de birbirlerinin ulkesini geziyorlar. bu kutuphaneci amcamiz bir lisenin kutuphane gorevlisi. ilginc geldi sormus bulundum nasil buldum diger ulkelerin kutuphane anlayisini degince basladi kucumsemeye. yok efendim bizim ulkemizin kutuphaneleri cok islevselmis yurtdisinda sadece arsiv olarak varmis kutuphaneler vs. sasirdim saka yapiyor sandim cunku ben de bircok ulkede bulunmus kutuphane kulturunu yasamis biri olarak bu dedikleri asilsiz seylerdi. sonradan basladi zaten siyasi durumlardan, baktim bu amcamizi kafasi yanmis. sonra dusundum bu bahsettigi ulkeleri kendi cebinden gezmek istesen bagini, bahceni, koyunu satman gerekir ki yine yetmez ama amcamiz gezip gormus ve hicbir sey kazandiramamis ulkeye. o amcanin kutuphane dolasmasi icin harcanan para ile benim ilceme cok buyuk bir kutuphane yapilirdi. hep soruyoruz ya bizde bazi seyler niye degismiyor diye. iste bu yuzden degismiyor. degisim icin gidilen yerde gezilip tozulup masrafini devlete yukleyenler geri dondugunde sadece bos anlatiyor. bu odenek ve projelerin akli basinda kisiler tarafindan yurutulmesi gerek, vizyonsuzlar tarafindan degil.
  3. oldum olası benim için bir rehabilitasyon merkezidir. ders çalışmaya da, kitap okumaya da, kantininde birşeyler içip manzarayı izlemeye de senelerdir kütüphaneye gelirim. hatta çoğunlukla kafam doluyken insanlardan kaçmak için gelirim. eskiden yaşadığım yerde manzara lüksü yoktu, şehrin ortasında küçük bir kütüphane vardı ama son zamanlarda geldiğim kütüphanenin muazzam bir manzarası var.

    şuan ise beni en mutlu eden yanı 24 saat açık olması. zira pansiyon olarak kullanıyorum bu gece. ben de krizi fırsata çevirip elimdeki kitapları bitireyim hazır evsizken diyorum.

    bir de inanılmaz güzel ve eski kitaplar var derinlerde, gecenin ilerleyen saatlerinde onları kurcalayacağım galiba ödünç vermiyorlar onları.

    dipnot: manyak mısınız, neden duvara yazı yazıyorsunuz?
  4. bilkent in kütüphane alanım açısından gömülmek istediğim yer
  5. inönü üniversitesi kütüphanesi gercek bir üniversite için vasat sayılabilecek düzeyde olan kütüphanedir. hafta içi akşam 9.30 a kadar açık olan kütüphanenin sabahalamak icin sadece 50 60 öğrencinin sigabilecegi bir odası mevcuttur.sabahlayacaginiz zaman ise mesela susuzluktan ölmemek için su alabileceğiniz tek yeri araştırma hastahanesinin karşısındaki bakkaldan biraz büyük avmsidir.bunun için ise 2 km ye yakın yol yurumeniz gerekmekte tabi in cin olmayan kampüste köpeklerin parcalama tehdidinden kurtulabilirseniz.ogrencileri hücreye benzer bir odaya deyim yerindeyse kilitlemek günümüz üniversitelerinde hala nasıl bir zihniyetin bulunduğunun en iyi göstergesidir.öyle bir kütüphane düşünün ki öğrenciler içindeyken şantiye gibi saatlerdir matkap çalıştırılmakta öğrenciler çalışanların zulmüne uğramaktadır.
    edit:imla
  6. sabahleyin türkan saylan kültür merkezi'nde yer alan kütüphaneyi gezdim; ekranımdan.. cidden çok hoş bir görüntüsü ve konforu var.. üyelik gerektiriyor mu, saatleri nedir bilmiyorum ama mutlaka gidip bir nefes alınmalı diye düşünüyorum..
  7. ders çalışmak için ideal mekan.

    evde denediğimde günde 2 saati ancak görüyordum.

    24 saat açık kütüphanelere sınav dönemimde gitme fırsatı buldum. baktım günde 6 saat rahat çalışılıyor. biraz zorlamayla 8 saate çıkıyor. maksimum çalışmam da 24 saat içinde 16,5 saat.

    böyle çalışabileceğimi bilseydim, daha önce kütüphanede çalışmaya başlardım. daha önce kütüphanede çalışsaydım, muhtemelen tıp fakültesini bitirmiş sevgilime evlenme teklifinde bulunmuş olurdum.
  8. geçenlerde yolum düstü. unutulmus, eski ve yalniz bir dost gibiydi. eski kitaplara dokundum. allahim okunacak ne cok kitap var dedim ve zaman nasil da az.
    zahle
  9. bir nevi mabeddir.