1. adem misyoner pozisyonunda diretince, haklarının ezildiğini, erkek egemen seks anlayışının ataerkilliği kaçınılmaz kıldığını anlayacak ki, uzun zamandır peşinde deli divane, hani ifade yerindeyse mecnuna şapka çıkartacak cinsten platonik takılan demonsa gitmiştir.
    lilithin o ilahi ve kadınlığa özgü gidişiyle, adem oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi tanrının eteklerine sığınıp günlerce zırlamıştır. havvanın hikayesi de tanrınn acıma duygusundan yaranmıştır böylece.

    adem dediğimiz ilk "deneme" insan modeli loserdır. kaburgasından yaratıldığı iddia edilen havva bile yılanın sarhoş edici devrimsel teklifine boyun eğmiş, ademi kukla gibi bu yolda kullanmıştır. hatta incilin bir yerinde, tanrının öfkesinden korkup, incir ağacının dalları arasına koşan ademi zihnimde hayal etmeye çalışırken, kahkahamı gizleyemem.

    lilith, - eğer mitoslar haklıysa - yaratılışın ilk kadını, ilk kutsal annemizdir. geceye aittir ve simgesi yanılmıyorsam baykuştur. bazı mitoslarda babil fahişesi olarak da geçer. intikamı derin, soğuk yenen yemek gibidir. erkeklerin rüyalarına girer, bilinçaltlarına saklanan kadınların kılığına bürünüp onlarla çatır çatır sevişir; ve bu vesileyle rüyasında boşalan her erkek demonsun ordusuna bir şeytan ekler.

    hak aramak, özellikle kadın hakkı aramak tek feministlere özgü değil diye düşünüyorum. feministlerin tarihsel çıkışı anaerkilliğin ataerkilliğe kaybedildiği gündür. lilithin tarihi ve olayı, daha insani duygular üzerinden gelişir ki, adına bencillik de, ego savaşı da diyebiliriz. nitekim bazı kaynaklara göre aranan hak eşitlikle sınırlı değilmiş, aynı zamanda iktidar olma isteği de güdüyormuş.
    her neyse, ben zaten ne adem"e, ne havva, ne de lilith"e inanırım. hera"ya inanır ve taparım. kadın dediğin hera"dır.

    bir de ermeni isimidir lilith. tanıştığınız üç kadından birinin isimi lilith çıkabilir.