1. merhum hakkında çok basit bir matematik hesabına dayanan mini bir analiz yapacağım:

    istanbul cumhuriyet başsavcılığı'ndan savcının öldürülmesiyle ilgili basın açıklaması yapılmış ve şu metne yer verilmiştir:

    "şehit cumhuriyet savcımızın 1 nisan 2015 saat 01.30'da adli tıp kurumu'nda yapılan otopsi sonucu elde edilen bilgilere göre cumhuriyet savcımızın başına bitişik atış olacak şekilde silahla ateş edildiği, ateş edilen silahın ise teröristlerin kullandığı 7.65 çaplı silah olduğu tespit edilmiştir."

    otopsi hakkında ucundan accık bir bilgilendirme yapmışlar sağolsunlar. şimdi cb erdoğan'ın savcının vurulmasından sonraki açıklamasından bir kesit verelim:

    "bana istanbul emniyet müdürümüzün verdiği bilgi, 2 teröristi öldürüyorlar. savcımız 3 tane başından, 2 tane de vücudunun değişik yerlerinden maalesef kurşunu alıyor. şuanda hala ameliyattalar."

    savcının hastanedeki müdahaleleri tamamlandıktan sonra başhekim tarafından ölümünün ilan edildiği açıklama ise şu şekilde olmuştu:

    “çok ciddi yaralanmıştı. ateşli silah yaralanması vardı başından ve vücudundan. solunumu ve kalbi durmuştu. ameliyata aldık ama maalesef şehit verdik. geldiğinde hayatını kaybetmişti. geri döndürmekte muvaffak olamadık. 20.50’de geldi, 21.55’te kaybettik.”

    yani elimizde 3 açıklama var. ilk 2'sinde kafası dışındaki vücut bölgelerinden de vurulduğu söyleniyor. zaten hastaneye getiriliş görüntülerinde savcının bedenindeki kanı biz de görüyoruz. ama otopsi raporunda sadece kafadaki kurşunlardan bahsediliyor. vücuttaki diğer kurşunlar yokmuş gibi davranılıyor. yani bir nevi o kurşunların polis tarafından sıkıldığı kabul ediliyor. bu konuda hiç açıklama yapılmaması, bu gereksiz gizlilik de zaten meyilli olduğumuz komplo teorilerine adeta çanak tutuyor.

    ihtimaller:
    1) savcı kafasından vurulduktan sonra o gazla odayı basan polisler yaylım ateşi açar, savcıya iki üç kurşuncuk da onlar isabet ettirir. e zaten üç-beş kurşunun lafı olmaz aramızda.

    2) odaya operasyon başlar, polis ateş edince panikleyen eylemciler savcının kafasına sıkar. vücuttaki kurşunlar yine kahraman polisten.

    3) odaya operasyon yapılır. her yer delik deşik edilir. içeriye girilince savcının da feci şekilde vurulmuş olduğu görülür. zaten yapılan pazarlıklar açısından savcının yaşaması da teşkilatın çok işine gelmemektedir. eylemcilerin silahı alınır, bitişik atışla savcının kafasına iki kurşun sıkılır.

    bu fikirler saçma gelir ya da gelmez, orası tartışılır. ama tarafsız düşünebilen herkesin aklında aşağı yukarı bu senaryolar oluşmuştur diye düşünüyorum.

    ha sonuç mu? sonuçta her türlü kazanan belli.
  2. florance nightingale'de tutulan adli raporu ortaya çıkmıştır. şöyle bir şey:

    1. sayfa
    2. sayfa

    anlamayanlar ya da anlamaya üşenenler için özetleyeyim: savcının vücudunda önlü arkalı 10 adet kurşun deliği var. çapraz ateşte mi kalmış, evire çevire her tarafına sıkmışlar mı bilemiyoruz. sanırsın adamın bedeninde dünya savaşı çıkmış. sadece 1 adet küçücük tabancası olan eylemcilerle artık ne kadar çatışabilmişlerse, kaç tane mermi sıkılmışsa artık, savcı delik deşik olmuş. şu konumda kimse savcıyı teröristlerin öldürdüğünü iddia edemez. şurada komplo teorilerinden bahsetmiştim ama az bile söylemişim sanırım.
  3. olayı saptırmaksızın adli raporuna bakılırsa vücuduna kaç defa ateş edildiği tam olarak anlaşılamaz. ama basit matematik hesabıyla mevcut durum az çok ortaya konabilir. şöyle ki;

    mevcut rapor otopsi raporu değildir. ateşli silah yaralanması olduğu için acil servis hekimince tutulması zorunlu olan adli rapordur.

    bu rapor otopsi raporu değildir. adli vaka olduğu için, acil servis hekimi hasta hakkındaki izlenimlerini ve uygulamalarını not etmiştir^:zorunlu olarak^. kurşun deliklerinin giriş ya da çıkış deliği olduğunu irdelemek acil servis hekiminin görevi değildir, bu otopside ortaya çıkacak bir şeydir. bu yüzden gördüğü kurşun deliklerine giriş/çıkış deliği yazmıştır. ki bu halde bile; mevcut deliklere bakarak, aynı kurşun tarafından açılması muhtemel birbiriyle uyumlu delik bulmakta zorlanıyoruz.

    sağ omuz ön tarafında 1 adet kurşun giriş/çıkış deliği,
    sağ omuz arka tarafında 2 adet kurşun giriş/çıkış deliği var denmiş.

    bunlar uyumlu delikler mesela, birbirine ait giriş-çıkış delikleri olabilirler. ama şöyle vahim bir nokta var ki, sağ omuz arkasındaki iki adet kurşun deliği haricinde savcının arkasında kurşun deliği yok. önden giren kurşunlar önden çıkamayacağına göre, bu deliklerin hepsi farklı kurşunlara ait.

    kafadaki deliklere gelelim. 2. sayfada sayı verirken kafada 3 delik var denmiş. ilk sayfada ise
    sol mastoidde giriş/çıkış deliği, sol parietalde giriş/çıkış deliği var denmiş. mastoid dediği yer sol kulağın hemen arkası, parietal dediği yer ise sol kulağın biraz üstü. üçüncü bir delik için yer belirtmemiş burada. sol kulağın arkasından giren kurşunun sol kulağın üstünden çıkması biraz zor olduğuna göre, bunlar da farklı mermiler.

    neyse çok uzattık. "otopsi raporuna göre kafada iki mermi var ve bunları eylemciler sıkmış" diye geçiştiren bir cumhuriyet başsavcılığı olsaydım, ben de bu adli raporu yalanlardım. gizlediğim şeyleri ayan beyan ortaya koymuş çünkü.

    tanım: delik-deşik edildiği aşikar olan merhum savcıdır.

    edit: sağ omuz yerine sol omuz yazmışım bir yerde, onu düzelttim.