1. bilgi birikimi ve kelime dağarcığına bayıldığıhdjsjdk. pardon, bunu demeyeceğim tabii ki. çünkü bu yazarı ne zaman görsem ya absürt derecede anlaşılmaz felsefi entryler giriyor -ki felsefe okuması da epey yapmış biri olarak yakından uzaktan bu yazarın diliyle alakası yok zaten felsefenin özünün anlamak ve anlamlandırmak olduğunu düşünürsek fail oluyor- ya da işi gücü yokmuş gibi şurada yazan üç beş yazarı yazdıklarıyla eziyor. hababam sınıfı ahmet moduna bağlamak istemiyorum ama size ne be kardeşim? felsefeden hoşlanan yazar, diyelim ben sporla ilgiliyim ve ben ilgiliyim diye her yazar sporla mı yazmak zorunda? nedir bu dayatmacılık. durum böyle olunca da isterse varlığın hakiki özünü bulmuş olsun, isterse atomu parçalamış olsun pek de bir değeri kalmamış oluyor.
  2. sözlüğün kalitesini artırması açısından herkesten çok uğraşan youser. felsefeyi modernize ederek oldukça sade bir şekilde aktarmaya çalışması felsefeyle ilgilenenleri daha da aydınlatıyor. sözlük açık kalıyorsa bu gibi insanların hatrınadır.
  3. bir elebaşı olarak sabah çetemi topladım ve bir toplantı yaptık.

    menemen nasıl yapılır tartışmasını çözdükten sonra mps'nin konusuna geçtik. (çok iyi kalpli bir çete olduğumuz için) yaşadığı zorluklara çok üzüldük ve yılbaşı için kendisine yepyeni, tertemiz, hiç kullanıcısı ve yemek başlığı olmayan pırıl pırıl bir sözlük hediye etmeye karar verdik!

    ehehe biliyoruz, teşekkür etmene gerek yok, biz de seni seviyoruz şapşik!
  4. mercimek çorbası kıvamlılıklığını tutturamamış youser.

    bi eyyorlayalım bakalım.

    imagine ile kıvam tutturamamazlıklığa son!1!bir!!

    süzme mercimek çorbası tarifi için malzemeler:

    1 su bardağı kırmızı mercimek,
    1 adet soğan,
    1 adet patates,
    1 adet havuç,
    1 tatlı kaşığı tuz,
    4 yemek kaşığı sıvı yağ,
    6 buçuk-7 su bardağı su (kullanılan su bardağı ölçüsü: 200 ml.)
    biber de atın haa. boğazınızı gıdıklasın en azından eheh.

    mercimek çorbası yapmak için öncelikle patates ve havucun kabukları soyulup, yıkanır ve minik minik doğranıp, düdüklü tencereye koyulur.
    soğanın kabukları soyulup yıkanır ve küp küp doğranıp, tencereye eklenir.
    üzerilerine 4 yemek kaşığı sıvı yağ ilave edilip, orta ateşte sebzeler hafif yumuşayıncaya kadar karıştırarak kavrulur (kavrulunca patates ve havuç rengini yağa veriyor).
    sebzeler hafif yumuşayınca, üzerine yıkanıp süzülen kırmızı mercimekler ilave edilerek karıştırılır.
    son olarak 6 buçuk-7 su bardağı su ile tuz ilave edilip, tencerenin kapağı kapatılır ve çorba kaynamaya bırakılır.

    çorba kaynamaya başladıktan sonra, tencerenin düdüğü kapatılır ve orta ateşte 10-15 dakika pişirilip, ocaktan alınır.
    düdüklü tencerenin havası çıktıktan sonra kapağı açılır ve çorba karıştırılır.
    çorba henüz sıcakken, başka bir tencere içerisine tel veya plastik süzgeç yardımı ile süzülür (süzgeç üzerinde kalanlar, kaşığın tersi ile ezilerek geçirilir).

    hazırlanan mercimek çorbası tekrar ocağın üzerine koyulur ve 2-3 dakika daha kaynatılır.
    ocaktan alınan çorbanın üzerine tercihe göre kızdırılmış pul biberli, naneli tereyağı gezdirilir ve sıcak olarak servis edilir.
    bu ölçüler ile 4-5 kişilik çorba elde ediliyor.
    çorbayı blenderdan geçirmeyin, süzme çorba ile blenderdan geçirilen çorba arasındaki farkı, kendi gözlerinizle göreceksiniz kıpss :)
  5. aklı midesinde çalışan yazarların hışmına uğramış yazardır. engelli listesini benimle paylaşmasını isterim zira ortalık oktay usta, emine beder doldu.
  6. youreadste, arada bir "ne yazmış, ne etmiş" diye baktığım bir iki yazardan biri. aklıma, kendisinin de pek iyi bildiğini düşündüğüm bir sözü getirir;

    "güçsüzler bizi gücümüzden utanmaya zorlayarak kazandılar."
  7. hiç kişisel diyaloğum olmadı ama kalmasını tercih ederdim. ben de yazdıklarını zaman zaman anlar gibi oluyor ama tam anlayacakken anlamıyordum. kendisi ve anlayanlar için yazdığını düşünüyorum. bu anlanma ve anlatma durumunu sadece bir kısım youserın çirkin tanımı olan "anlamasınlar amentüsünde ki entel dallamalığı" olarak görmeyin. hepimizin bu anlanma ve anlatmaya ihtiyacı var. kendi dilini konuşan insanlara ihtiyacı var.
  8. sanirim onu tek ben anliyordum ama ben de yanlis anlamis olabilirim.
  9. daha önce de "gelmemek üzere" gitmişti, tükürdüğünü yalayışıyla tanıyorum kendisini, dönecektir.