1. bebek taşımakla ünlenmiş leylekler, aç kaldıklarında belli bir haftanın altında olan yavrularını yerlermiş.

    ayrıca bebekleri getirme efsanesi iskandinavyada ortaya cikmis. leylekler hep oraya donduklerinde yavrularmis. insanlar da onlarin bebek getirdigi efsanesini uydurmus.

    ilaveten leylekler genelde insanlara yakin yerlere yerlesirler. (tabi besin kaynagi iyiyse, kendileri lesci degillerdir.) her kim ki evinin catisina leylek yuva yapar, o evin hanimin hamile kalacagina da inanilirmis.
  2. "demirden korksak trene binmezdik."

    kabadayi veya apaçi sözü diye biliyoruz ama bu lafı ilk söyleyen adama dair bir söylenti var.

    ülke ulaşımında trenlerin daha revaşta olduğu dönemlerde genç bir öğretmen şehirden, görevli olduğu köye trenle gidecekmiş.
    tren, onun bineceği duraktan gece geç saatlerde geçiyormuş ve bu ögretmen yalniz basina o istasyona gitmis.
    orda onu tinerciler karşılamış ve güzel kıyafetlerini görünce ceplerindekileri ve bavulundakileri almak için bıçak çekmişler. bunun üzerine bu genç ogretmen o meshurlasacak olan sozu soylemis: "demirden korksak, trene binmezdik!"

    önce tinerciler bu laf yüzünden ogretmenle dalga gecmisler, sonra tekrar ustune yurumeye baslamislar.

    -ogretmen de hakkaride gorevliymis bu arada ve oranin yerli halki ona otomatik tufek hediye etmisler.-

    neyse, tinerciler ustune gelirken bavulunu yere koyup acan ogretmen silahini cikartmis ve savmis tinercileri.

    daha sonralari bu olayin silah olan kismini cikararak anlatmis herkese.
    sonra ulkedeki siyaset normale donunce, elindeki silahin varligindan artik bir sey olmayacagini anladiginda da -yillar sonra- gercek hikayeyi paylasmis insanlarla.

    benim kulagima gelen budur, sehir efsanesi de olsa eglenceli bir söylenti.