1. 1. ruh kavramının bilimsel bir temeli yok. din ve bilimin son 10.000 yıllık etkileşimini incelediğimizde de bir şeyler daha net anlaşılıyor. madem maddesel olarak varlığımız sona eriyor, ondan öte bir varlık olmalı ki madde geride kalınca devam etsin. o da ruh. ruh da var mı? eeh... şimdi arabistan'ın x üniversitesinden çıkma uyduruk bir makale ile gelmeyin, "bak ama bilimsel olarak kanıtlanmış" diye, üzülürüm.

    2. ölümden sonra yaşamı destekleyen hiçbir elle tutulur somut veri yok.

    3. hiçbir insan böyle bir bilgiye/kanıta sahip olamıyor, bu bilgiye giden bir metot dahi üretemiyor. çünkü varlığın ötesini ilgilendiren (ki varsa öyle bir şey) kavramlar hakkında yorum yapmak, 2+2'nin 5 ettiği bir evrende deney yapmaktan farksızdır. öyle bir evrene gidip, gözlem yapıp geri gelmek de mümkün değil.

    şöyle bir hikaye paylaşayım, durum anlaşılır. hikayenin asıl sahibini unuttum, bilenler mesaj atarsa sevinirim.

    !---- spoiler ----!

    bir gün iki arkadaş evlerinin garajına girerler. birisi diğerine der ki:

    > bak burada benim bir filim var, görüyor musun?
    < eee, hayır göremiyorum?
    > çünkü o görünmez, onu göremezsin.
    < peki o zaman elimle ona dokunmaya çalışayım.
    > dokunamazsın ki ona, o hayalet casper gibi bir şey. hissedemezsin onu.
    < peki o zaman yerlere un döküp ayak izlerine bakalım.
    > olmaz, çünkü o uçuyor. yerlere basmıyor.
    < peki o zaman termal kamera getirip onunla bakalım
    > olmaz, çünkü o ısı yaymıyor.
    ...
    < e peki onun orada olduğunu nasıl biliyorsun?
    > söylüyorum ya işte!

    !---- spoiler ----!

    burada hangi tarafın bilim, hangi tarafın din olduğu gayet açık. şimdi kendinize bir soru sorun. "pekala orada gerçekten bir fil olabilir. ama sırf birileri söylüyor diye onun orada olması ne kadar olası?"