1. sanat sanat içindir. sanat ne zaman toplum için yapılmaya başladı, o zaman sanat olmaktan çıktı bence. toplum için hayır işleri yapılır hizmet götürülür edilir ama sanat yapılmaz bence. çünkü toplum için yapılmaya başlandığı zaman insanların istekleri devreye girer. "daha anlaşılır şeyler yapın", "daha eğlenceli şeyler yapın" gibi saçma sapan isteklerle sanatçı kısıtlanmaya başlanır. isteklerin saçma olmasının sebebi de şudur. yapılan şey bir bina falan değil sanat eseri. ve nasıl olacağına karar verme yetkisine sahip olan tek kişi sanatçıdır. menajeri, yapımcısı, hayranı... kim olursa olsun "şurayı şöyle yap" deme yetkisine sahip değildir. bu sebepledir ki sanatçı bir eser ortaya koyarken kimseyi önemsememelidir. beğenilme kaygısı olmamalıdır. sanat toplum için yapıldığında beğenilme kaygısı işin içine girer. bu da sırf insanlar beğensin diye basit şeyler yapılmasına sebep olur.

    "toplum yapılan şeye ilgi göstermezse ne değeri olur ki?" denebilir. ölümünden sonra eserleri değerlenen sanatçıların düşünülmesi gerekir. şu anda paha biçilemeyen eserlere zamanında önem verilmemiş. o eserleri yaratan sanatçılar "insanlar yaptıklarımı beğenmiyor, onları beğeneceği şeyler yapayım" deseydi şu an o eserlere sahip olamayacaktık. yani o düşünceyi savunanlar işin sadece pazarlama kısmına ve parasına bakıyordur bence.

    sanatın gerçeğine ilgi gösterin. hayattan keyif almaya başlayacaksınız.
    jimi
  2. öncelikle bu konunun saçmalığından söz etmeden konuya girmek olmaz. söz etmiş olduğumuzu varsayalım şimdilik.

    ali şeriati insani temennilerde bulunduğu meşhur duasında sanatçı için dert temenni etmiş, buradan yola çıkarsak sanatçı bir şeyler yaratabilmek için derde ihtiyaç duyar. bu dert toplum için de olabilir fakat toplum için olsa bile bireyseldir aslında. sonuçta bu derdi içinde yaşar ve sanatla dışa vurur. bu dışa vurum benzer derdi olmayan insanı etkileyemez yarattığı ama benzer derdi olanları etkileyebildiği için 'toplum için' olmaktan kaçamaz. benzer derdi olanı etkilemediği de olabilir, gerek yok girmeye o topa. tabii sanatçı "aga bu sanat için" diyerek eserini saklarsa onu bilemem.

    gerçekten saçma konu.
    -düzeltme sonrası kısım aşağısı-
    bir dakika anlaşılamama açısından bakmadım, oradan bakayım biraz. dert parametresini atamadığım için ilk çıkarımıma benzer olacak, üzgünüm. ne kadar anlaşılamaz olursa olsun bir gün anlayacak biri çıkacaktır (benzer derdi olmak şartıyla). sonuçta eser erişilebilir olduktan sonra.

    ne dertmiş yav!

    gerçekten saçma...

    bol boşluklu yazdım dünyanın en kötü köşe yazarı y****z ö***l gibi, utanç verici.

    -bir düzeltme daha gerekti, zülfiyare dokunmuşum-
  3. sanat sözkonusu olduğunda konuya ilişkin embesilliğin en net ifadesidir.
    sanat ve toplum ayrılamaz, bir bütündür. toplum ya da toplumu oluşturan birey olmadıkça sanat da mümkün değildir. sanatın sanat için olması olanaklı değildir, mümkün değildir. ama bu, sanatın toplum ve onun ideolojilerinin bir aracıdır olduğu anlamına gelmez. ekseriyet bu türden bir yaklaşım sergilendiği için sanki "sanat toplum için" olursa o toplumun ideolojisine de hizmet eder anlamı çıkarılır.

    oysa ki böyle bir şey yoktur!
    sanat insanın bir üretimidir. insan olmadan sanat olmaz. aslolan da her tek insandır. sanat toplumda değil her tek insanda hayat bulur. zaten toplum denilen şey "gerçek" değildir. toplum diye bir şey yoktur. toplum bir tasarımdır bir varsayımdır. sanat da toplum için olamaz. her tek insan için vardır.

    o yüzden bu soru kimin embesilliği sonucu dile gelip sahte bir hakikat kazanmış bilmiyorum ama.
  4. bu sanatçıya kalmış bir seçim. lacan'a göre de sanatı talep edenin seçimi. yanlışlanamaz bir önerme sunamayacağımız için tartışma olarak epey sürecektir. ülkemizde insanların sanatla kurduğu ilişki zayıf ve teoriden yoksun olduğu için kesin bir cevap arıyoruz. sanatın işlevini nereye koyacağımızı da bilmiyoruz. birden fazla sanatı birden fazla konumla algılayabiliriz. sanatı saf estetik haz için de, propaganda amacı için de hatta bir çeşit ses getirme amacıyla da yorumlayabiliriz. sanat toplum için olursa benzersiz eserler ortaya çıkmayacak ya da bireysel haz için olursa. bu kategorilerden farklı farklı yararlanabiliriz. roma portrelerine ya da torsolarına tarihten bir kesit görmek için bakılırsa ne izleyici ne de eser zarar görür. ya da sanatın toplum için olduğunu savunan romanlar okurken estetik zevk duyabilirsin. bireyselle toplumsalı çok yanlış yorumluyoruz.

    ayrıca bir sanata bir ideolojinin propagandası ya da toplumu eğitme görevi yükleyip bunda çok katı olmak sanatı köreltir. sovyet romancılığı ya da nasyonel sosyalizm heykelciliği buna iyi bir örnek.
    sezgi
  5. sanat, sanat içindir.
    toplum için yapıldığında şöyle vakalar görülür

    sanat tabi ki bazen toplum içindir ama hangi toplum olduğu önemlidir. şimdi toplum için sevilen sanat ve topraktan fışkıran el merakımız.
  6. sanatçının tabi olduğu sanat akımına göre değişir.

    her ikisinde de sanatı bir adım öteye taşıyan sanatçılar vardır.

    iyi ki de vardır. sanatı tek bir kalıba sokmaya çalışmak kadar gereksiz bir şey yok.
  7. bir muzik aletini elinize alip bilindik bir melodiyi calmaya basladiginizda, ozel bir "uretim" olmasa dahi, muzik aletini calan insan, bu aleti dinleyen ya da ona alkis tutan insandan cok daha fazla keyif alir.

    sanat benim icindir.
  8. tartışılması bile abestir. toplumun geneli barzodur ve sanat toplumu yukarıya çekmek ileriye götürmek için var olduğuna göre toplumun isteklerini baz alarak bir sanat geliştirilemez var edilemez.
    papa
  9. sanat yapan kişinin arzu ve duyguları içindir.