1. hayattaki en onarıcı his. birini, bir şeyleri sevdikçe çoğalırız, farkına varırız, hissederiz. etrafımızda gördüğümüz kör kütük aşkla birlikte tarif edilen sonsuz sevgiler, genellikle insanı olumsuz duygualara sürükleyen türden. yıllar geçse de unutamamalar, o olmazsa ölürümler, sensiz hayatın ne anlamı varlar... gerçek sevgi de bunlara yer yok. sevginin onarıcı tarafı, kendine zarar vermemektir. kimseyi aşağıya çekmez.

    birlikteyken insanların sözde sevgileri uğruna, birbirlerine kurdan uzak yaptıkları ego kökenli kıskançlık ve abartılı ruh hallerini yansıtan hareket ve sözlerine şahit oluruz. ben böyle bir sevginin varlığına inanmıyorum açıkçası. gerçekten sevdiğini iddia eden kimse karşısındaki insanı üzmek için çabalamaz. gereksiz lafı uzatıp, kırıcı konuşmaz. kısacası ilişkilerde gördüğümüz kısır döngüye sebebiyet verecek hakaret ve düşünceleri içermez.
  2. konusu ne olursa olsun, insanın kendini daha iyi hissettiğini düşünüyorum sevmek eylemini yerine getirdiği müddetçe. sevecek şeyler bulmak ve yönelmek lazım; bir çok kötü ve sevimsiz olay-durum-insan varken...
  3. sevmek fiili sadece sevgiliye has gibi bir eylem günümüzde. insanlar ne var ne yok kaçıyor tüm benliği ile söz konusu "diğerleri" ise.. oysa sevmek, sevgiliden önce gelir. önce kendini sevme halidir, kendini sevmeden yaşayamazsın şu hayatta. başkasını sevmenin manasına da varamazsın haliyle.