1. john locke'a ait bir kavram. insanın doğuştan hiçbir bilgiye sahip olmadığını ifade eden boş levha anlamına geliyor. bilgiyi a-priori ve a-posteriori diye ayırınca locke'a göre tüm bilgiler a-posteriori yani deneyimle edinilen bilgi oluyor. doğuştan gelen yani a-priori denilen bilgi diye bir şey olmadığını savunuyor. ampirizm akımının temeli de tabula rasa'ya dayanıyor. karşı tarafında ise rasyonalizm duruyor.

    ilgi: (bkz: rene descartes)
    abi
  2. dönemi içersinde eğitim camiasında da yeni fikirler ortaya çıkmasına yol açmış kavram.

    her çocuğun dünyaya geldiğinde, zihninin tabula rasa olduğunu savunmuş, doğru metotlarla her çocuğun ülkesine ve ailesine faydalı bireyler olabileceğini öne sürmüştür.

    bu görüş kısa sürede popüler olmuş. tam geçerlilik kazanmasa da eğitim araştırmalarına canlılık ve momentum kazandırmıştır.
  3. temellerinin aristoteles döneminde atıldığı, sağlam ayaklara thomas aquinas ile oturtulan ve john locke ile tamamamen ifade edilen, latince 'kazınmış kitabe' ya da herkesin bildiği manasıyla 'boş levha'; kişinin çevresel verileri alma ve bu çevresinden aldığı verileri işleme yöntemini tamamen kendi algılama metodunu etkilemesi anlamına gelmektedir. şuan çokça kullanılan anlamı olan ve bu anlamın esasında gerçek anlatımın bir kayması sonucu oluştuğu göz önünde bulundurulursa tabula rasa; doğarken boş olan kişiyi tanımlayan ve değiştiren artık kendi deneyimleri değil, tamamen toplum ve çevresel etkilerdir. çünkü insan, alfred adler'in dediği gibi 'toplumsal varlık'tır.