• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.82)
the imitation game - morten tyldum
ikinci dünya savaşı boyunca alman enigma kodunun kırılmasında çok önemli bir rol oynadığı için savaş kahramanı sayılan ingiliz matematikçi ve efsanevî kriptolog alan turing'in gerçek hayat hikâyesinden uyarlanmıştır.

yönetmen: morten tyldum

yapım: 2014 / ingiltere/ 114 dakika

oyuncular: benedict cumberbatch, keira knightley, matthew goode

tür: biyografi drama gerilim savaş


  1. fakat biliyorsun alan bazen kimsenin hayal edemediği şeyleri hayal edip yapabilen insanlar vardır.
  2. savaş ve şifre çözme meselesinin ön plana çıktığı bir alan turing filmi olduğunu düşünüyorum. bu dahi ve bir çok bakımdan "öteki"leştirilmiş adamın iç dünyasını daha çok görebilmeyi arzu ederdim aslında. sistem için "kahraman" denilebilecek birinin bile bundan 60 yıl öncesinin ingiltere'sinde cinsel yöneliminden dolayı hapse atılabildiğini ya da hadım edildiğini düşününce bu konuda az da olsa yol katettiğimizi görmek sevindirdi (elbette dünyanın her yerinde değil). hiç tanımadığım birini bana tanıma şansı verdiği için filmi heyecanla izledim.
  3. filmin kahramani dahi ama sosyal sorunlari olan biri. benedict cumberbatch için biçilmis kaftan yani. her tarihi filmde, biyografide oldugu gibi aslinda öncellikle ögrenmemiz gereken, hangi olaylarin dogru oldugu ve hangi olaylarin film için eklendigi.
    filmin sonundaki yazilar bilgi verse dahi, daha fazla arastirilmasi gerek kesinlikle.

    !---- spoiler ----!

    ekipte gerçekten bir kadin var miydi? alan turing churchill'e direkt bir mektup yazdi mi? christophe diye biri gerçekten var miydi?

    !---- spoiler ----!

    genelde aklimi alan, bu film sayesinde tekrar düsündügüm bir kaç konu var.

    !---- spoiler ----!

    böyle büyük bir sirrin 50 yil kadar bir süre boyunca sakli kalmasi naifçe olsa da, beni gerçekten çok sasirtiyor. acaba torunlarimiz bizim dönemimiz hakkinda ne gibi bilgiler edinecekler? simdi "olur mu öyle sey canim" dedigimiz seyler acaba dogru mu? aklimizin ucundan geçmeyen ne gibi sirlar var?

    aklimi alan diger konu ise, o dönemde, escinsellere ve kadinlara bakis açisi.elbette yeni ögrendigimiz seyler degil bunlar ama insan gerçekten hayret ediyor. 1 asirdan az bir süreden bahsediyoruz. binlerce yil süren medeniyetlerinimizde bu zaman dilimi hiçbir sey. bize çok yakin.
    kadinlar profesörlüge kabul edilemiyor, escinsellik suç (bugün bile bir çok ülkede suç), intihara itecek kadar siddetli bir hormon tedavisi uygulanan bir hastalik gibi görünüyor.
    basta biraz pesimist gelse de bu tarz düsüncelerim o kadar uzak olmamasi, bize asil gösterdigi, kisacik bir sürede ne kadar çok devrimin yasandigi. elbette ki çogu alanda yapilacaklarin listesi kocaman ama o döneme bakinca, insan ister istemek sükrediyor. ingiltere sadece iki jenerasyon ile escinselleri suçlu konumdan alip evlenme hakki veriyor. harika bir sey aslinda.

    daha nice seylerin bu sekilde degismesi umuduyla...
    !---- spoiler ----!
  4. bilindik based on a true story batı filmi kalıbıyla bitirilmiş ve izleyicinin dikkatinin en dağıldığı anda bir esere dayandığı belirtilmiş olan, -ki çevremdeki birçok kişi aralarında akademisyleneri de barındıran güruh tarafından gerçek hikayeye dayanıyor sanılıyor- aynı zamanda en sevdiğim oyuncunun başrol oyuncusu olduğu film. neden herkes öyle sanıyor sebebini bilmiyorum. hoş film.
  5. senariste ve yönetmene demişler ki
    makine var yazıları şifreliyor bunu çözdürelim
    eşcinsellik katalım marjinal olalım
    ajan filanda katalım olmadan olmaz
    başını da prestij gibi başlatalım gizemli olsun
    kadın koyalım seyirlik olsun
    savaş katalım politik filan da olsun
    bilimi de unutmayalım
    hepsine azar azar değinelim seyirci sıkılmasın

    kremalı sebze çorbası sever misiniz ?
  6. sherlock dizisinden bildiğim ve takdir ettiğim benedict reyizin filmi diye izlediğim ,film bazında pek bi tad alamadığım ancak benedicte bu rolün de cuk diye oturduğunu da yadsıyamayacağım film.kiera'nın da oyuncuğu biraz eksik kalmış gibi ama odağın başrolde olduğu bir film olduğundan bu da normal diyorum.
  7. tam anlamı ile bir iade-i itibar biyografisi , turing test modern bilgisayarlar bir kere daha teşekkürler alan turing
  8. az önce izlediğim yorumunu sıcağı sıcağına girmek istediğim morten tyldum filmi. ilk izlenimlerim aşırı bir şekilde a beautiful mind ı hatırlatması oldu, ve tabiki de bu benzerlik hoş olmadı. russell crowe oyunculuğunu arıyor insan,gerçekten filmi hissettim dediğim sahne yok denecek kadar azdı. senaryo kesinlikle eksik, homoseksüelliğin ezilmesi üzerinden prim yapılmaya çalışılmış sadece bu var, savaş mı var insanlar mı ölüyor, karakterlerin çelişkileri yahu ne bileyim adamın abisi ölüyor yahu; ya ben çok robotlaştım ya da cidden senaryo oyunculuk bir şey eksik bu filmde. belki de a beautiful mind a çok benzettiğim için bu ön yargılarım. kısaca özetlemek gerekirse çok fazla beklenti içine girmeden, izlense de olur izlenmese de dediğim bir film.
    r2-d2
  9. filmin geçtiği tarihi filmden nazileri ve enigmayı, bir iki ara sahneyi ve istasyondaki az sayıdaki askeri görmeden anlamanızın imkansız oksupu film. sadece kardeşim o gemide çıkışlı sahne biraz ümit verdi, evet o dönemi yaşayacağız dedi ancak ne yazık ki olmadı.

    filmdeki konu ve savaş yeterince iç içe değil gibi geldi. halbuki savaşın etkisi daha net anlaşılsa, o makinanın çalışmasının ne kadar önemli olduğunu biraz da komutanın bakış açısından göstermek de gerekiyormuş sanki.

    bunun dışında r2-d2'nin de dediği gibi oyunculuklar ödüllük değil. hatta olmamış bile diyebilirsin. yine de belli başlı replikleriyle beni kazanmıştır.

    çok fazla beklentiye girmeden izlenmeli..

    ->sır saklama konusunda birkaç tavsiye.
    ilk etapta bilmiyorsanız çok daha kolaydır.
  10. arşivimde yer alan ama inatla izlemediğim filmler arasında ilk beş sıralamayı oynar sanırım.