1. kötü sonla biten masal.
  2. bu kadar çok çeşitliliği üzerinde barındırıp aynı saatlerde pek çok farklı mevsime sahip olan; doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine içinde bulunduğu enlem ve boylamın avantajlarından ziyade sürekli olarak menfaat güden tipler sebebiyle insanlarına dezavantaj olarak dönen; birileri tarafından sürekli bir biçimde sınırlarının yeniden yeniden çizildiği psikolojik savaş başlatılan; bölene-parçalayana kadar bazı ruhların rahat edemediği ülke..

    pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve yine pek çok zaman farklı ama özünde aynı insanlarla kader birliği etmiş bu vatanın bu kadar kötü ağza alınması kadar nankörce bir eylem yoktur. insanlara duyulan kinin, öfkenin, bir mirasa, kara parçasına ve içinde yaşayan halka mal olması; söz de kendini özgürlükçü ve marjinal sunan insanın en büyük zaafıdır.
  3. bir yanı cennet gibi güzelliklerle kaplıyken bir yanı cehennem kadar korkutucu.
  4. mezhep ırk tabanlı kutuplaşmalarla parçalanmanın eşiğine getirilen ortadoğu emirliği.
  5. sabah şehid asker vatan millet sakarya diyip, akşam askeri kemerlerle dövüp boğazını kesip, meydan dayağı atıp, bebeğini tecavüz etmekle tehtid edenlerin ülkesi..
  6. yalnız ve güzel ülkem demiş ya nuri bilge ceylan, biraz eksik kalmış sanki tanım, insan canının ucuz olduğu, her an her yerde başınıza herşeyin gelebileceği yalnız ve güzel ülkem...

    dün sabah sabiha gökçen havalimanına indim ve bagaj bekliyordum, eşim ve 2 yaşındaki kızımla birlikte. bagaj bekleme sürem yaklaşık 20 dakika sürdü. bu sürede sürekli çevreme bakıyordum, insanları gözlemliyordum farkında olmadan. bir korku doğdu içime ve kendimi de değil, kızımı bir an önce şu kalabalıktan dışarıya çıkarsam diye düşünmeye başladım. ilk kez içimde hissettim bu korkuyu, belki çok sakin bir yerden yine istanbul kalabalığına girdiğim için belki de çevremdeki insanların da tedirginliğini hissettiğim için. kimse sakin ve mutlu değildi sanki...

    o kadar kolay ve çabuk kabulleniyoruz ki olağanüstü olayları, toplumların psikolojisini alt üst edecek olayları çok sık yaşamamıza rağmen hemen normal hayatlarımıza dönmeye çalışıyoruz ve bu yüzden de içimize attığımız, düşünmemeye çalıştığımız olaylar yüzünden toplu bir paranoyaklaşma durumu sözkonusu.

    keşke tekrar en azından eski günlerdeki gibi yalnız ve güzel ülke olabilse...
  7. utanmadan iddia ediyorum ki nüfusunun en az %85'inin cahil olduğu ülkedir.

    cahil öğretmenler cahil nesiller yetiştirdi, insanlar analitik zekadan yoksun. matematiği bile ezbere öğreniyorlar. matematiksel modelleme yapmaktan aciz çoğu mühendislik veya bilim dalı öğrencisi.

    devlet adamları da cahil olunca cahillik devletin karakteri haline geldi bir de.

    galiba ismet inönü'nün lafıydı "bu ülkede tek bir akıllı çıktı o da dinci çıktı" lafı. evet, bu ülkede doğru düzgün tek insan necmettin erbakan olmuştur. ne yazık ki ona da zeka fazla geldi sanırım abuk subuk işler peşinde koştu siyasi arenada.

    bir devlet düşünün ki doğru düzgün yetiştirebildiği tek insan necmettin erbakan olsun... cidden bir kere daha üzüldüm bu ülke adına. ne desem boş...
  8. pek politika bilmem. ilgim yok. gelişmekte olan diye bir şey olduğuna inanmıyorum. ne de olsa bunu da televizyonda söylüyorlar.

    diyarbakırda; dağkapı meydanında(yeni adıyla şeyh sait meydanı, orada şeyh sait'in infazı gerçekleşmiştir.) askeri bir yapı var. yapının meydana bakan cephesinde "diyarbakırlı, vanlı, erzurumlu, trabzonlu, istanbullu, trakyalı ve makedonyalı, hep bir milletin evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır." yazıyor. ortak geçmişe vurgu yapmak amacıyla söylenmiş bi söz var burda. lakin ortak geçmiş pek ortak geçmemiş.

    seçilen söylenen şehirler ermeni kürt rum gibi türk olmayan kimselerin yoğunlukla yaşadıkları yerler. memleketin geleceği ortak geçmişten ortak geleceğe vurgusuyla yapılınca ortak geçmiş insanların aklını meşgul ediyor. zamanında en genel geçer majör ortak geçmiş ya da nokta islamdı. bakınız memlekette gayrimüslim kalmadı. olanlar gizleniyor. şimdi ise türklük ve bunu türk islam birliği geyiğiyle ya da türk islamcılıkla yapılıyor. bakalım diğerleri kadar acı şekilde olacak mı bu olaylar. güllük gülistanlık da değil durum zaten.

    ismet özelin söylediği müslüman olunmadan türk olunmaz sözü aklıma geldi. memleketin devlet ideolojisini böyle derinlemesine hazmetmiş başka kaç adam vardır bilmiyorum.

    neyse. atatürkün en büyük yanılgısı bence herkesi kendi gibi mücadeleci çalışkan azimli zannetmesiydi. ya da devlet eliyle bu meziyetleri insanların benliğine geçirebilme inancıydı.

    hala yıkılmış devlet osmanlıdan kalma sıkıntıları çeken, osmanlının topraklarının üzerine kurulmuş, din devleti olan osmanlının devamı olan türk devleti.
  9. Red kid'in bir bölümünde şöyle efsane bir söz geçer.
    "Bir ülkede at'lar güvende değilse kimse güvende değildir.!"

    türkiye; at, eşek, katır sayısı düşerken deve sayısında artış olan ülke.

    http://m.radikal.com.tr/ekonomi/at_esek_katir_azaliyor_deve_sayisi_artiyor-1214349
    haber eski tarihli olsa da türkiye'de
    her yıl 5000 kadar at sayısında azalma var, bu azalma ile sucuk reyonu arasında bir bağ olup olmadığı ise meçhul.
  10. parası olana sanal bir cennet.
    mahallede bir lahmacuncu var. lahmacuncu ama vale'si de var yani. geçen önünde 34 plakalı bir ferrari var. araç sahibi adam kabasakal, beyaz gömlek, yaka bağır açık bir tip, muhtemelen çeşme yolcusu. aracı valeye verdi girdi içeri. vale ve tayfa esasduruşta karşıladı.
    şimdi bu adam dünyaları ben yarattım sanıyor, bu vale'ler de buna çanak tutuyor. ben de şuna üzülüyorum az ilerde daha leziz lahmacun yapan yer var ama ferrari sahibinin bunu bilme şansı yok, gitti fabrikasyon lahmacunları yedi garibim.