• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.34)
whiplash - damien chazelle
küçük yaşlardan itibaren bateri çalmaya başlayan andrew, işinde tam anlamıyla bir usta olmak ister. üniversite tercihinde de ülkenin en iyi müzik okulu olarak gördüğü shcarffer konservatuarı'na girer. henüz 19 yaşındadır ama dersler harici var gücüyle antrenman yapar. bir gün, okulun en sert hocalarından biri olan caz duayeni terence fletcher'ın dikkatini çeker. fletcher andrew'ü okulun en parlak öğrencilerinin seçildiği ve sürekli yeni yarışmalara hazırlanan "studio band"e seçer. başarısı kadar acımasızlığıyla da ün yapmış olan fletcher, andrew'un kapasitesinin sonuna kadar kullanmadan asla başarmış saymayacaktır. genç bateristin önünde sadece mesleki bir test değil, psikolojik bir sınav da vardır... senaristliğini ve yönetmenliğini damien chazelle'in üstlendiği filmin başrolünde miles teller yer alıken karşısında kendisine j.k. simmons eşlik ediyor.


  1. filmin final sahnesi filmin içinde izlenen onca sahneden sonra bayıltan vuruşu yapar; bir tarafta öğrencisinden intikam almak için ( yada öyle göstermek için diyeyim) hamle yapan kibirli denebilecek bir kişilik diğer tarafta gerçek potansiyelinin ortaya çıkması için aşırı bir ortam oluşması gereken öğrenci. öğretmenin yaptığının etik olmadığı düşünülebilir ama iyi bir amaç uğruna kötü olmayı göze almıştır.
  2. insanda davul çalma isteğini azdırıp, jk simmons'tan tokat yediren ya hep ya hiç mantığını iliklerinize kadar hissettirecek finale sahip acil izlenmesi gereken filmlerden.

    #yürüdavulcu
  3. bu filmi izleyen ve "çok çalışmamız lazım abi" diyerek gelen arkadaşlarınızı "the big lebowski" ile tedavi ediniz.
  4. bir psikolojik gerilim hayranı olarak beni çok da etkilemeyen, germeyen bir film. tek etkileyen j.k. simmons'ın mükemmel performansıydı.
  5. müzik üzerine yapılmış güzel filmlerden biridir. müzisyen olma hayali olan, onların çok zevkli çok eğlencli hayatları olduğunu düşünen ya da "amaan müzisyen işte iki dın dın çalıyor bitiyor" diyen insanlara olayın aslını çok iyi anlatmaktadır. yeri gelir en zor mesleklerden biri olur müzisyenlik. nasıl bilgisayar mühendisleri ekranın karşısına geçip twitrerda takılmayıp olayın sıkıcı tarafı olan kod yazmayla uğraşıyorlarsa müzisyenlerde sabah akşam caddelerde rüzgar çalıp eğlenmiyorlar. yeri geliyor insanın elleri soyuluyor çalışmaktan, bileklerine kramp giriyor. ama seven insan için elbette zevk veren acılar oluyor bunlar. şahsen ben elimde olsa mühendislik fakültesinin yanından bile geçmeyip sanat fakültesine giderdim. tüm zorluklarına rağmen dünyanın en zevkli şeyi bence. neyse konudan sapmayayım. aynı zamanda piyasa dönen pis oyunları da güzel aktaran bir film olmuş bence. bir tek metronom sahnesi abartılı olmuş gibi. bir insanın kulağının o düzeyde hassas olması pek mümkün değil gibi. ama olsun güzel sahneydi yine açığını bulmaya çalışıyor gibi olmayayım. ayrıca eski grubumun davulcusunu davula tekrar başlatmıştır. iyi gaz verir insana.
    jimi
  6. evet güzel,sürükleyici bir film
    !---- spoiler ----!

    ama bu kadar hırs insanı yer bitirir, izlerken bana geçen bu duygudan aşırı derecede huzursuz oldum

    !---- spoiler ----!
  7. azim deha çatlaklık arasındaki ince çizgi hakkında, eğitim anlayışı hakkında, pedagoji hakkında, hayattaki sınırlar hakkında pek çok farklı açılardan düşündüren , oyunculukları leziz enstrüman çalan ve cazdan anlayanların çok daha fazla sevebileceği film.
  8. akılcılıktan uzak tarafları beni rahatız etti. bu yüzden fazla hollywood güzeli buldum. sevemedim. dünyanın en iyi bateristlerinden biri olmaya aday müzisyenin bilmediği bir şarkıya eşlik çalamaması saçma sapan yanlış ataklar filan yapması ne bileyim işte. pek bana göre değildi. üstelik o ne öyle sovyet döneminde olimpiyat sporcusu yetiştirir gibi müzisyen mi eğitilir. cıkcık
  9. 12 yaşından bateri çalıyormuş bizim eleman filmin çekimlerinde de gerçekten çalmış. kanlı elin buz kovasına girdiği olayda gerçekten yaşanmış.
  10. hirssizliktan olen bi insan olarak hayretler icinde izledigim film. cok begendim ne ara bittigini anlamadim o ayri ama bana gore sonu hayal kirikligi idi. zira dedigim gibi gazla calisan insanlara hep hayret etmisimdir.