1. 30-50 yaş arası yaşlanmak bence harika bir şey. beyin gelişimin, olgunluğun ve ruhsal dünyan tamamlanıyor. yaş kemale eriyor ve bilgelik geliyor. 50 yaşından sonra sağlık sorunları başlayacağı için yaşlanmayı çok sevmiyorsun.

    yaşlanmak aynı zamanda bu dünyada ender adalet timsali şeylerden biridir. bir diğeri ise ölümdür.
  2. yeni yeni keşfetmeye başladığım durum. kaşların fazla uzaması, kulakta kıl çıkması ilk belirtileri sanım.
  3. bir iki gundur kafamda; sanirim uzerine biraz daha dusundukten sonra es dosta, oldugumde mezartasima "1975 - x (35)" yazmalarini vasiyet edecegim.
  4. yirmi yaşındayken yaşadığım bir duygu. saçma gelse de su götürmez bir gerçek; her an yaşlanıyoruz. yanımızda bir saat olmalı, kum saati. hep de aynaya bakmalıyız. her gün, her an yaşlanıyoruz ve çöküyoruz. aksi iddia edilemez bir gerçek bu.
  5. biyolojik olarak gelişimin durduğu ve çökmeye başladığı dönemdir.
    mental olarak gelişimin devam ettiği ve başınızı ağrıtmaya başladığı dönemdir.
    duygusal olarak gelişimin tamamlandığı ve bir kenara atılması gereken dönemdir.
  6. nerede okudugumu hatirlamiyorum ama; "yaslanmak, hic islemediginiz bir suctan dolayi surekli cezalandirilmaya benzer" diye aklima kazinmis. zamanla anilarimiz degisirmis; kim bilir, belki de ben yanlis hatirliyorumdur (yaslaniyor musun gedrof?)

    yaslanan insan zamanin gecisine tanik olur, zira, ani biriktirir.

    iste bu yuzden yaslanmak, daha cok sey hatirlamaktir.
  7. vücudun eskimesi, ölümün yaklaşması. aslında metabolik aksaklıkların bir araya gelerek vücudu kullanılmaz hale getirmesi de denilebilir.
  8. koca bir ömre bakış!
    yaşlılar bulabilse, gençler bilebilse denilen dönem...
    keyifle gezilesi, dinlenilesi bir dönem olmalı ama bizde zor sanki...