1. uyurken birbirimize bakamayız
    çok da şey kaçırmış sayılmayız
    nefesinin desibelini ölçerken
    zihnim birkaç metre soldaydı

    hiç hoşuma gitmedi
    dokunuşunun duygularıma oluşu
    kayıtsız kalamadım
    yıkıldı zihnimin yokuşu

    geri dönmeyeceğimi bildiğim
    kokumun sinmesine izin verdiğim
    bedenlere
    çok yakından bakmak istemedim

    bir bebekmişim gibi
    giydirdin pijamalarımı
    ama giydirdiğin gibi
    bildin çıkarmasını

    beni bırak, benim kalasım yok
    gelesim de yoktu gidesim de yok
    ellerin kayıp gitsin tenimden
    beni bırak unuttum (evine git ve uyu)
    üşüdüm ve titredim
    dişlerimi ve parmaklarımı şıklattım
    bir büyü yapabilmeyi denedim
    bütün resimlerin canlanmasını
    bir kargaşa yaşanmasını
    seninle sırt sırta
    kaçışımızı

    beni bırak yaralandım
    kasıklarımdan
    zaten hastaydım
    aklımdan
    hiçbir önemi yok
    evine git ve uyu
    şiirlerimin başlığı yok ve
    sana söylemem gereken
    çok önemli bir şey var
    bana bir daha bakma
    kaçasım geliyor
    beni bir daha sevmeye kalkma
    kaçarım
    çok güzel kokuyorsun
    ama ses çıkararak uyuyorsun
    siktir git ve uyu
  2. ucu tiftiklenmiş bir ipi küflenmiş iğne deliğinden geçirmeye adadım kendimi
    bir basamak çıkıp iki basamak düşerek öğreniyorum seni
    sevmeyi
    artık dinlemek istemediğini düşünüp kapatmak için uzandığın şarkıyım
    ilk notalarımı çalmaya başladığımda fark ettiğin yanıldığını
    elini çektiğin
    ne denli tanıdık, kaç defa öpülmüş bir şarkı sözü olduğumu tahmin et hadi
    cebinden boş ellerin dışında bir şey çıkart, sürprizle beni
    hayır hayır, durdurma şarkıyı, nasıl olsa başlayacak yine çalmaya

    sevgilim;
    sorular biter, şarkılar susar.
    ellerinle göz göze geldiğinde ne yapacaksın?
    kendisini besleyeceğini sandığı için sana aç gözlerle miyavlayan kediyim ben.
    kapının önüne pusu kurmuş, lacivert opel'in tamponuna
    ellerin boş avuçlarla bakacak şaşkın suratına
    hesap sorsa tokatlarsın onu.
    iğne deliğiyle uğraşmaya devam ediyorum
    bazı bazı ucuyla daha çok vakit geçiriyorum
    kuduz bir köpek gibi salyalarımı akıtıyorum
    hiç bitmeyecek bir şarkı olsaydım...
    evimizin çatısında yüzde otuz eğimle oturup
    dünyanın en çirkin kokusunu düşünüyorum, midem yanıyor
    iğnenin ucu ve dilimin ucu, kalemimin ucu az önce gördüğüm
    ve sinirimin ucu
    hepsi bir kelime bilir her lisanda, o da benim öğrettiğimdir.

    ucu tiftiklenmiş ipi göbek deliğime tepiştirdim
    yüzde otuz eğimle yatarak hangi yıldıza göz kırpacağıma karar verdim
    kaydı diye en son dilek tuttuğun yıldıza çekeceğim en fiyakalı jestimi.
    sol gözümü kırpacağım ona, aramızda kalacaksa
    (sol gözümü kırpamam aslında)
    kırpmış havasında davranırım o da görür, mutlu olur.
    benden en son kim ne dilediyse onu gerçekleştireyim der, hemen.
    kafamı ondan çevirdiğim an dilimde döndürürken sarhoş ettiğim iğne girer göbek deliğime
    başından beri ne için uğraştığımı biliyorsun sevgilim
    ucu tiftiklenmiş ip şimdi iğnenin deliğinde. iğne de göbeğimin deliğinde.
    avuçlarınla göz göze geldin mi şimdi?
    bir kedinin suratına kapı çarptın mı hiç?
    göbek deliğimden sızan kan bir gölcük oluşturdu orada, hiddetinden aldığı büyük hazla.
    o yıldızı bulup aşağıya getireceğim
    yüzüne tükür diye.
    gökyüzüne çıkan merdivende bir basamak çıkıp iki basamak düşüyorum.
    bir yıldızı onun hak ettiği incelikle pataklamayı umuyorum
  3. sözlerinde yeni yıkanmış saç yumuşaklığı var.
    kara sarı bakışlarımda pembe çiçekler açtırırlar.
    ölürdüm seni sevmeseydim.
    ya söyleyemeseydim?

    yavruağzı sandalların arasında dolaşıp
    fırında unuttuğum keki hatırlarım.
    söylediklerine kulaklarımı tıkayıp
    dudaklarını okumaya çalışırım.

    bin defa ağlarım deliliğime
    yine sana koşar sarılırım.
    ipek bir elbise sanırım kendimi, ya da
    çok acı bakışlar atmış gözler gibi.

    yılmadan çıktığın yokuşlar, tek başına
    yaptığın aktarmalar, gece vakti ve ayazda.
    ağlamadan yanmayı becerdiğin o anlar
    canına sus dediğin, şimdi sırası değil.

    anlatamamaktan dudaklarım kurudu.
    çok zamandır dinleniyorum, terim kurudu.
    bir sabah, battaniyem olsana
    hava biraz soğuk da.

    başka?