1. bir ıstıraba döndü şimdi seni beklemek
    nefes verir gibi kaybederken baharı
    güzün ayazı ve rüzgarında
    ufak bir çöp gibi sürüklenerek

    bir mucizeye döndü şimdi senle kavuşmak
    mahalle kabadayısına kafa tutan çelimsiz çocuk
    veya yağmurdan kaçacak yeri olmayan köpeğinki
    gibi bir mucize istemek

    bir duaya döndü şimdi seni dilemek
    ben ardından adarken bu satırları
    bilmezsin ne cehenneme mahkum ruhum
    bilmek istemem kime cennetsin sen
    hangi gözlere gülüyor gözlerin
    gül tacı dudaklarına yaraşır yeşillerle..?
  2. gülümse.
    kaybolan yıllarına
    kayıp giden zamana
    hüzne ve kumsala
    gülümse.

    ellerinden tut keşkelerin
    ve pişmanlıkların
    inin sahile bir akşam
    tuz kokusuyla dertleşin
    dalgalara bırak taşısın
    ruhunu uzaklara

    binlerce günün yükü
    nasıl bükmüş belini
    bir hamalsın geceden gündüze
    sırtında taşırsın güneşi
    o güneş ki
    gece yakar enseni
    ismi melankoli

    boşluğa rağmen göğsündeki
    gülümse
    mor göz altı ve kırmızı
    gözlerine rağmen gülümse
    o gözler ki
    bir zamanlar yaşa yabancıydı

    kaçarken fırsatlar
    ve tek başaramayan senmişsin gibi
    hiç kimse sıkmadığında elini
    gülümse.

    gülümse.
    çünkü ne bu dünya güldürecek seni
    kaçan yıllar ne de
    sen ve ben, dostum
    varlığımı biliyorsun işte
    bana gülümse
    çünkü ne bu dünya güldürecek seni
    kaçan yıllar ne de.
  3. kusura bakmayın biraz flood olacak ama, dün iki tane yazmıştım bir tane de eski olunca çok art arda oldu.

    !---- spoiler ----!

    ruhunu bırak avuçlarıma
    sar karanlığını umutlarımla
    bırak gönlünü rüzgara teslim olsun
    bir anı tuttur üstüne, bileyim ki sen osun

    suyun üstünde uçan perinin zarafetiyle
    konsun elin elime
    başın sinemde beklerken sabahı
    yazmasın melekler kabahati günahı

    ve doğsun güneş doğuyu süpürerek
    o sabah ki en koyu geceyi kalplerden sökecek
    o sabah ki
    güzel yüzünü ruhuma nakşedecek

    sen, kadın
    takvimime miladım
    değişmeyen mevsimim
    solmayan yaprağım
    sen, kadın
    kadınım...

    !---- spoiler ----!
  4. ne çok gezdim dünyayı ne çok eğlendim
    depresyonuma yoldaşsın anksiyete
    sınav öncesi sonrası hayatı dar ettin
    stresten esnemek yordu anksiyete

    sabah uyandım uykusuz gece yatmışım huzursuz
    rüyalarıma belasın anksiyete
    bilmediğimle karşılaşınca elim olur buz
    yazıma kış tarlama kırağısın anksiyete

    bereketi kaçıyor işimin istemiyorum müşteri
    sen varken gelirse diye anksiyete
    teşvik priminin kanlısısın ezeli
    şevkime bent kurdun anksiyete

    ansızın bir gerginliktir basıyor göğsüme
    anlıyorum ki kapıyı çaldın anksiyete
    bir çarpıntı vuruveriyor hızla gönlüme
    işte beklediğim semptomun anksiyete

    panik atak nedir tatmadım henüz
    o da olsun psikolojik hastalıklar dördüz
    willem kulun neyler iyileşmezse bu arız
    yol ver aşam seni anksiyete