1. ilk kez 1968 yılında formüle edilen bu rahatsızlık, bir insanın aşırı şekilde kişisel yeterlilik, güç, prestij ve kendini üstün görme ile zihinsel olarak meşgul olup bu durumun kendisine ve başkalarına verdiği yıkıcı hasarı görememesine neden olan bir kişilik bozukluğudur.

    bu kişiler kendileriyle meşgul gibi görünseler bile, kendilerini değersiz, yüzeysel ve aşağılık derecede hissetme eğilimi içindedirler. başkalarının eleştirilerine gelemezler. karşısındakileri kendi istekleri ve amaçları için kullanmayı severler. güç ve sevgide doyumsuz, kendilerini eşi bulunmaz biri olarak görme özellikleri vardır. kimseyle empati kuramazlar. karşısındakilerden onay ve ilgi beklerler. beklentileri karşılanmadığında benlik saygıları sarsılır, kırgınlık ve çökkünlük yaşarlar. kendilerine ilgi göstermeyen, saygı duymayan herkesi küçümserler. hayallerini abartmaya, kendilerini haklı çıkartmaya, başkalarını kandırmaya çabalarlar. umutsuzluğa kapılmadan, tüm gerçekleri saptırırlar. başkalarına imrenir, rahatlarından ödün vermezler. başkalarını kıskanır, kendilerini beğenirler. olumsuzluklar karşısında öfkelenir, intikam duygusu beslerler. yaşamlarına yapılan eleştirilerde umursamaz hal alırlar. yapılan eleştirileri değersiz görürler. insanları kullanmayı severler.

    narsistik özellikler genelde ergenlerde görülür.

    tahminlere göre toplumun % 1 kesiminde görülen narsistik kişilik bozukluğu tanısı alanların %50-75'i erkeklerdir...

    aşağıdaki kriterlerin beş tanesinin ya da daha fazlasının bir arada olması halinde kişiye narsistik bozukluk tanısı konulabilir.
    • kendisinin çok önemli olduğunu düşünen kişiler
    • sürekli olarak sınırsız güzellik, zeka, güç veya kusursuz sevgi üzerine kafa yoran kişiler
    • her zaman beğenilmek isteyen kişiler
    • kendinin eşi bulunmaz biri olduğunu düşünen kişiler
    • kendinin kayrılacak biri olduğunu düşünen ve hak kazandığını zanneden kişiler
    • başkalarını kendi çıkarları için kullanan kişiler
    • başka insanların duygularını anlamada isteksiz kalan, empati yapamayan kişiler
    • başkalarını kıskanan ya da başkalarının onu kıskandığını düşünen insanlar
    • kendini beğenmiş ve küstah bir kişiliğe sahip olan kişiler

    bu bozukluğa sahip olan kişiler, erken çocukluk dönemlerinde kişilik bütünlüklerinin sağlanması ve korunması için, çevreden tepkilere ihtiyaç duymaktadır. anne ve babadan yeterli duygusal sıcaklığı görememiş olan çocuklarda duyguların gelişimi yüzeysel olur. anneye kendini fark ettiremeyen çocuk, anne imgesinden mahrum kalır. sadece çocuğu başarı gösterdiğinde takdir eden ebeveyn yüzünden çocuk takdiri sevgiye tercih eder hale gelir. çocukluk çağındaki travmalar da gelişimi bozan nedenlerdendir. bu bozukluğa sahip olan ailelerin çocuklarında görülme olasılığı oldukça fazladır.

    tedavisi: kişinin gerçek benine ulaşılması çok güç olduğundan tedavisi imkansıza yakındır. ayrıca bu kişiler kendilerini kusursuz gördükleri için tedaviyi de kabul etmezler zaten.

    günümüzde bireyselleşen dünyamızda bir yandan sosyal medya ve sistem tarafından da desteklenen bu kişilik bozukluğu gitgide artmaktadır. bunda içinden gelen ham sevgiyi vermek yerine başarı odaklı prens ve prensesler yetiştirmek isteyen yeni tip ebeveynlerin de payı büyüktür.

mesaj gönder