1. bindokuzyüzseksendört de bahsedilen bir konuya dikkat çekeyim

    !---- spoiler ----!


    yapılan araştırmalarda insanların; anadili ile düşündükleri ortaya çıkmıştır, bu da şunu gösterir insanların düşünmesi için anadillerinin olması gerekir, ancak siz bu anadilin üzerinde bir hakimiyet kurarsanız ya da yeni bir dil yaratırsanız bu şekliyle düşüncelere hakim olursunuz. işte bu nedenle büyük birader sistemi, dilde olabildiğince sadeleşme yoluna gitmiştir, böylece insanlara düşünseler bile onların seçtikleri sözcüklerle düşünmeleri sağlanmıştır.

    !---- spoiler ----!


    her kitabın yeni bir düşünce şekli, dilin farklı bir kullanım alanı olduğunu biliyoruz. her farklı kullanım, bir kelimenin, bir cümlenin zihnimizde ki farklı yaratımları, bize derinliklerimize inmemiz gereken farklı fikirler ve sorularla dolu kuyular açar. her kitapta kuyular bilinçaltı derinliğimizde izler bırakarak kendi yolunu bulurken, bizde yaşamın cevaplardan çok sorularla dolu olduğunun farkına varırız.

    kitap okumayan insan ya da daha doğrusu, kelimelerle işi olmayan ve günlük hayatını 100 kelimeyle idame ettiren insan, her şeyden çok, cevaplara sahiptir. söylenecek her şey için bir cevap vardır ona göre. sahip olduğu sınır, ona yeter. insanlığının ilahi veya hayvani parçaları üzerinde durmaz, içgüdüleri bile yerleşmemiş ve arayışını baştan bitirmiştir.

    daha tehlikelisi,

    soru sormaz!

    bu onu, her türlü manipülasyona ve hiyerarşik düzenin bir parçası olmaya elverişli kılar.

    daha elverişli en azından.

    iş-ev-okul-tarla vb. doğrultular arasında yaşamı milyonlarcası gibi akıp giderken, amacının yine birinden diğerine gitmek olduğunu düşünür.

    doğrudan kitap okumamasına rağmen, meraklı ve soru sormaya eğilimli insanları da günlük yaşamda görüyor ve saygıyla selamlıyorken, en azından daha derine inmek için kendilerini yeni dünyalar hatta evrenler keşfedebilecekleri okuma alışkanlığına çağırıyorum.

mesaj gönder