1. bu sene 26'sında taksim'de 14.sü düzenlenecek olan yürüyüştür.

    bu sene geçen seneye oranla tedirginliklerim biraz daha arttı. zira tahammül seviyesi son derece az ve insanları oldukları gibi kabul etmeyip kalıplara sokmaya çalışan bir milletimiz var. gözlemlediğim kadarıyla azımsanamayacak bir çoğunluk var ki bu yürüyüş için saldırı düzenleyebilir, bunun için tereddüt dahi etmeyebilir. umuyorum ki yaşanmaz. son gay bar saldırısı sonrasında bu kitle iyiden gaza gelip ulan biz de yapabiliriz deyip tehdit savurarak alenen istemiyorlar bu yürüyüşü.

    kendilerini köy korucusu sanıp "izin vermeyiz!" diyorlar. yahu sen kimsin? vatanına milletine çok mu bağlısın, toplumun huzurunu çok mu düşünüyorsun? eğer öyleyse samimiyetsizsiniz. kaçınız yürüdü "toplumun huzurunu bozan" çocuk istismarlarına? kaçınız ses çıkardı istikrarlı şekilde gerçekleşen canlı bombalara? önce insan olma erdemine erişin.

    diğer yandan bu onur haftasına müteakiben o hafta içinde gerçekleşecek seminerlere ve bilinçlendirme amaçlı düzenlenen konuşmalara bence kesinlikle katılınılmalı. sadece yürüyüşle kalmayıp lgbt bireylerinin haklarını, yaşamlarını irdeleme amaçlı böyle işlerin yapılması son derece önemli bir adım. dikkatimi çeken eşcinsellerden ziyade trans bireylere ağırlık verilmesi oldu. onlar eşcinsellere göre biraz daha yaşama anlamında kaygılılar. üzerinde durulması hoşuma gitti. umarım katılım fazla olur.

    son olarak, umarım hayata tek bir pencereden bakmak yerine evrende var olan diğer tüm pencereleri, renkleri görebilir, tanımlayabilirsiniz. önyargıları bırakın ve yaşamı özümseyin. o zaman herkes için yaşam daha katlanılır olacaktır.

    sevgiler.

mesaj gönder