1. ülke çapında yatırım ve planlamayla üst turlara çıkan almanya, belçika gibi ülkelerin yanında en çok dikkati çekenin izlanda milli takımı olduğu turnuva.

    pek çok spor dalında olduğu gibi futbolda da öncelikle bilgi, mantık ve çalışkanlık geliyor. yetenek ve motivasyon ise daha sonra.

    bu şartlar altında türkiye'nin grup etabında elenmesinde şaşılacak bir durum yok. yıldırım demirören ve fatih terim'den sorulan bir ekibin başarılı olması ancak 2008'deki gibi mucizevi gollere, cech gibi bir ustanın kötü gününe vs. bağlı olabilirdi. bu bakımdan grubu üç puanla bitirmek dahi beni memnun etti diyebilirim.

    öte yandan futbola, teknik direktöre (turnuvanın en çok kazanan üçüncü teknik direktörü idi fatih terim) ve oyunculara yapılan akıl almaz masraflar insanın sinirini bozan cinsten.

    ispanya karşılaşması öncesi helikopter kullanmak gibi abuk subuk hareketler (avrupa'da tren ağıyla her yere hızlı ve ucuz bir şekilde ulaşılır tabi bir zahmet maç tarihlerine göre önceden bilet ayarlanırsa), prim kavgaları, 80 milyonluk ülkenin devşirme oyunculardan medet umması türkiye adına utanç hanesine yazılmıştır bu turnuvada.

    sorumluların hiç de suçlu hissetmemesinden, utanç duymamasından, istifanın i'sinden bahsedilmemesinden ve medyanın yıkama yağlamalarından (ve hatta suçu kendi ülkelerinde değil de italya'da bulmaya çalışmalarından) yola çıkarak bir on sene sonra şansa katılacağımız başka bir turnuvada da mucize yaşamak için dualara şimdiden başlamamız gerek diye düşünüyorum.

    belki bir duyan olur.
    pinot

mesaj gönder