atlanta 96 olimpiyatlarını hatırlarım ilk olarak. 8 yaşında idim. muhammed ali'nin meşale taşıyıcısı olması, michael johnson'un 200 m rekoru ile aklımda kalmış.

sydney 2000 olimpiyatları ise cathy freeman'ın meşaleyi yakışı ile aklımda kalmış. bir de 400 metrede kazandığı birincilik ile. yine iyi bir şampiyona idi.

atina 2004'ün açılışı daha havalı idi. resmen zemini su ile doldurmuşlardı. gülle atma yarışması, ilk olimpiyatların yapıldığı yerde yapılmıştı. o kadar cafcaflıydı ki, yunanistan sonrasında batmaya doğru gitti.

pekin 2008, olimpiyat çıtasını sergei bubka'nın sırıkla 6.15'e çıkması gibi, yükseğe koydu. adeta gövde gösterisi yaptı çin. bütün pekin'i içine alan bir açılış yapıldı. üzerine, phelps ve bolt gibi iki dev çıktı sahneye. phelps, mark spitz'in 7 altınlık rekorunu suya gömdü. bolt, 100-200 rekorlarını tarihe. üstelik, tarihe geçen sahnelerle.

phelps
bolt

londra 2012, pekin'in çıtasını, bubka'nın rekorunu kıran renaud lavillenie gibi, bir adım öteye taşıdı. ingilizler, adeta tarih dersi ile birlikte muhteşem bir açılış yaptılar. ingiliz kültürünün, dünya tarihine olan etkisini anlattılar. gelenekleri ile olimpiyat geleneklerini de birleştirdiler. ilk kez olimpik tenis maçları, çim kortta oynandı. wimbledon'da üstelik. dahası, bunu da andy murray kazandı.

son olarak bu olimpiyatlar. yeşil havuzlar. hırsızlıklar. gasp. dağıtılan kokainler. son ana yetişen tesisler. berbat bir açılış. en tarihi anı, altına eden bir sporcu. sanırım rio 2016'nın özeti bu.