1. abicim bak;

    kasaba gidip böyle yattığı yerden yedirilmiş şişirilmiş, ağzı dolu olduğu için "noluyo lan!" diyemeden kesilmiş "hassiktir öldük mü?" diyemeden yolunmuş ve küçük küçük parçalanıp tasnif edilmiş tavuklardan alıyorsun. bi güzel mangallık yaptırıyorsun. kekikli baharata bulatıyorsun. abi araştırdım ben, kekikli baharat çok güzel. bulattın mı? al onları, hesaba azıcık itiraz et. adettendir abi, et sen itirazını. sonra da et fiyatları çok yüksek, et yiyemiyoruz ya filan de. abicim niye direnç yapıyorsun, adetten bunlar. de sen. tamam al şindi onları, eve git.
    topla çoluğu çömbeleği. enişteni ara. ara yoksa da bi doblo bulsun, mangala gidiyorsunuz, hadi. ya ohooo bakıyorsun suratıma. hadi!
    gittiniz mi? hah sen boşver, kadınlar yapsın. sen hamağı kur, yat. yalandan topa filan vur.
    enişte pişirir mangalı. sıkılmayın tamam. pişti mangal, yediler. mutlu musunuz? doydular gittiler. halla halla. dur bi bi'şey anlatıyoruz ya.
    neyse, abicim mangalı pişirdikten sonra en eski, en dandik, böyle genişçe bi tencereyi alıp su dolduruyoruz. sora hiç yazmadığım gizli gizli kasaptan sonra bakkala girip aldığımız türk kahvesi var ya, hah onu boşaltıyoruz tencereye. koyuyoruz mangalın üstüne.
    o böyle yavaş yavaş çok tatlı bir namussuz şeklinde pişecek.
    abi o kahve var ya, hani ikinci baharda bulduğun "lan boku bokuna geçirdik ömürü." farkındalığına erdiren hatunla sonuna kadar yaşama tatlılığı var ya. hah işte öyle güzel o kahve. iç iç bi bardak daha iç. öyle köpüğü bol içi çöp dolular gibi sahte değil o. o çok gerçek olduğu için lezzetli.
    dağılır mısın birader, bişey yok. hadi işine herkes ya.

mesaj gönder