1. kafasını ütülediğim herkesten özür dilerim, ayrıca iyi geceler! herkese iyi geceler.
    ama en çok kardeşime. biz bir zamanlar her gece beraber uyurduk. sonra arada da olsa gene beraber uyumaya devam ettik. şimdi ne kadar istesem de uyuyamayacağız. her gece evdekiler uyurken ben uyanık olduğum için gider, üstünü örterdim. öperdim de. kavga etmiş olsak, uyurken severdim.
    dipdibe yaşadığın sevdiklerinden ayrılmak çok garip, şimdilik çok kötü ve alışılmadık ama alışacağım ve bunu istemiyorum. her bokuma alışıyoruz. niye her bokuma alışıyoruz ki çok afedersiniz? dostoyevski'nin insanoğlu -ya da insanlar- ve alışmak kelimeleri geçen, suç ve ceza'da okuyunca altını çizdiğim, güzel bir sözü vardı. hatta aylar önce coplan'a aynı az önce bahsettiğim gibi anlatmıştım ve bulunca ya da hatırlayınca yazarım demiştim. ama pis coplanla belki bir daha konuşmayacağız, yani bilmiyorum. zâten ben o alıntıyı da zamanla unuturum. her haltı unuttuğum gibi! ben yaşlanınca alzheimer olmam lan, çünkü şimdiden öyle sayılırım. hâfıza mı var da kaybolacak? anlatabiliyor muyum? hah!
    hani bir resim vardı "when god create ..." diye. orada yaşlı tatlı bir adam vardı, o dede tanrı oluyor işte efem ve birini yaratırken hani elinden iksirimsi element -güya o kişiyi oluşturan maddelerden işte- kazana düşüyor. ya anlatamadım. mesela james mcavoy çok yakışıklı ya hani? heh, tanrı onu yaratırken yakışıklılık yazan karışımdan koyarken elinden düşüyor ve "ooops" diyor, sonra fazla geldi gibi bir şey de diyordu ama tam hatırlamıyorum. allah kahretmesin bunu da hatırlamıyorum! yalnız ben bunu niye anlattım ki? haa evet, işte o resimde benim yaratılışımın temsili olanını düşünürsek. her şeyi koymuş ve bitmiş diyelim. sonra da der ki "hâfızayı unuttuk. ay aman her neyse, koy göte gitsin" evet sağ ol ya çok güzel koydun göte cidden. tövbe tövbe. bâzen böyle manyak manyak konuşuyorum sonra çarpılmaktan korkuyorum. neyse ya öhm, başka konular vardı. ben onlara döneyim evet.
    ah, bir de bugün yüreğimi ağzıma getiren dostuma iyi geceler. bak, her şeyi yap ama kendine zarar verme, gidip de öleyim deme. yoksa seni gebertirim gerizekalı. aslında sana iyi geceler dilemek taa en başta aklımdaydı ama sanki sona kalmışsın gibi oldu. nasıl oldu biliyor musun? kardeşimden sonra seni yazmıştım ama sonra boşluk atlayıp ortadan yazmaya devam ettim. bâzen bunu yapıyorum. bir şeyler yazıyorum, sonra araya dalıp oradan devam ediyorum çünkü aklıma gelen konunun sürekliliği açısından öyle yapmam gerektiği izlenimine kapılıyorum. ama sonra bitirince, bir bakıyorum ki; sondaki kısım sonradan eklenmiş gibi durmasın mı? durmasın efendim! duramaz! yalnız ben gene aldım başımı gidiyorum, durduramıyorlar efendim. sabah erken kalkcam olm ben. hadi eyv.

mesaj gönder