1. bu topraklarda "ölmek" sıradan "enflasyon" gibi bir şey artık. nedeni, ne içini, sistemi, yöneticileri, algısı, uluslararası boyutu, ideolojisi, propogandası, toplum mühendisliği... bunların üzerinde saatlerce tartışılıp anlamlı tespitler çıkarılabilir.

    öyle bir hale getirildik ki, yaşanılan kahredici olaylardan sonra için yansa da tanıdığın ya da ailenden birinin başına bir şey gelmemiş olmasına gizlice şükrediyorsun. "sakın şuraya gitme aman evladım..." nasihatleri "günaydın" dan daha kronik hale geldi.

    ateş düştüğü yeri yakıyor. ateşe değmedikçe yakınındaysak biz, fazla sıcaklıktan rahatsızız.

    neyse, yazılabilecek çok şey var ama yazabileceğimden daha iyilerini yazmış arkadaşlar.

    benim çıkardığım sonuç; kötüyüz. salt kötülük insanın bir parçası. ben eskiden, insanların iyi olduğuna dışsal etmenlerin bir şekilde ona kötülük bulaştırdığına ya da kötülüğünün bir nedensellikle açıklanabileceğine inanırdım. bir insanı bir kişi bile seviyorsa, seveni varsa, o insan salt kötü olamaz diye düşünürdüm.

    ama yanılmışım.

    arendt haklıymış. kötülük sıradan. ölüleri ayrıştırma sıradan. yüzlerce insan yittiğinin ertesi günü köprü açılışında tepinen aynı kişi bu olayın akabinde "kızlı-erkekli eğleniyorlardı, içki içiyorlardı, fuhuş yapıyorlardı, gebersinler, üzülecek değilim." diyen insan, muhtemel sevenleri/sevdikleri var. belki bizim bakkal. hayatın her köşesinde. kötülüğün tarafı da yok artık. eskiden daha sık olan meşru/meşru olmayan inançların ölüm pahasına kavgasından ibaret de değil artık.

mesaj gönder