1. bunu ifade eden bir başlık var mı bilmiyorum. bunu daha iyi nasıl ifade edebilirdim, onu da bilmiyorum. fakat insanlıktaki en derin dertlerden biri olduğunu düşünüyorum; öyle ki, gericilere yol açanın bizzat gerici olmayan tayfa olmasına sebebiyet veriyor.

    insan, rahatı aramak ve ona alışmak konusunda çok becerikli bir tür. fakat rahat olmadığımız durumlarda bile siniyoruz ve rahatsız olduğumuz halde rahatmışız gibi yeni düzene alışmaya çalışıyoruz. bunun sebepleri çok türlü; organize olmayı bilmemek, ortak görüş çevresinde birleşememek, ortak görüş edinse bile diğer konularda anlaşamamak (o görüşü nasıl ifade edeceği de dahil) gibi pek çok şey. peki bunların üstesinden niye gelemiyoruz ve neden yeni düzene uyum sağlamak daha kolay geliyor? örneğin bu ülkede muhalif olmayı seçenler, niçin muhalefetlerini daha geniş bir tabana ve daha dayanaklı temellere yaymayı deneyemiyor?

    çünkü gelişime gerek duymuyoruz. çünkü, fazlasının bir yük olduğuna inanıyoruz. bazılarımız doğuştan meraklı geliyor ve şayet aile baskısı altında ezilmezlerse böyle de devam ediyor, peki "ne uzun yazmışsın arkadaş" cevabı veren biriyle herhangi bir şekilde sağlıklı iletişim kurmak mümkün olabilir mi? onunla beraber gelişmek? dünyayı geliştirmek? fakat bu arkadaşlar, gericilerin türemesine de aynı kayıtsızlıkla baktıklarından, çünkü gelişmek istemeyen insan geliştirmek de istemez ve bilginin paylaşımına değer vermez, gericiler çoğunluğu ele geçirmiyor mu? bu, en basitinden ortak çıkara aykırı bir durum. dürüst olmam gerekirse benim "diğerleri ölürken kazanmaktan çekinmemek" gibi bir yüzsüzlüğüm olsaydı, ben de gelişmeyi-geliştirmeyi pek sallamazdım elbet; fakat içimde adını koyamadığım bir şeyler, en azından şimdilik ve uzun zamandır, beni alıkoyuyor ve diğer güruhta da böyle bir kazançtan söz etmek mümkün değil.

    peki bu "uçlarda yaşamayan, aslında nüfusun küçümsenmeyecek bir kısmını kaplayan, niyeti kesinlikle gericilik olmayan fakat ileriyi umursamadığı için kaçınılmaz olarak gerileyen" güruhun isteksizliğini nasıl çözmeliyiz? bilgiyi nasıl arzulanır hale getirebiliriz? "ölü toprağını" atmamızın yolu nedir?

    t: daha iyi ve doygun bir hayatın nasıl olacağını sorgulamayan insanlarda yer edinmiş hal.
    (benim yorumumdaysa ağırlıklı olarak "bunu sorgulamayan, fakat daha kötüsüne düşeceğini görünce bundan da rahatsızlık duyan" fanatizmden uzak kesim.)

    d1: aslında düşününce, küreselleşme yokken de böyle bir kitle vardı. hatta tarih boyunca var oldu. o yüzden ufak bir düzenleme yapacağım.

mesaj gönder