1. kiliseye girer girmez durdu. "hayır, dur!" diye bağırdı. peder döndü baktı. "ne oldu evlat?" diye sordu. "bir sorun mu var?" "hayır! dur, böyle konuşma." diye cevap verdi. etrafına bakındı. bir kilisenin içerisindeydi. hayır, bu doğru olamazdı. daha bu sabah evden işe çıkmamış mıydı? ve şimdi bir kilisedeydi. "peder, benim evim nerede?" diye sordu. pederin yüzünde şaşkınlık okunabiliyordu. "oğlum, ne demek istiyorsun?" diye sordu peder.

    o an her şey yerli yerine oturmaya başlamıştı. "peder, ben ümraniye'de oturuyorum. ümraniye'de hiç kilise yok. ben neredeyim peder? seni tanımıyorum. neredeyim ben? sabah işe diye evden çıktım. akşam saati benim bu kilisede ne işim var?"

    o kokuyu aldı. yıllarca kapalı kalmış bir odaya girince alınan o kokuyu aldı, içine çekti. hissedebiliyordu. ve karanlık. her yer kararmıştı. o egzotik kokuyu ciğerlerine doldurdu ve gözlerini kapadı.

    koku geçtiği an gözlerinin önündeki perde de kalktı. evindeydi. akşam saati. aklı hala az önceki kilise ve pederdeydi. o kiliseye nasıl varmıştı? sabahleyin iş için evden çıkmıştı. işe gitmiş miydi? iş çıkışı mı gitmişti o kiliseye? neden? neredeydi bu kilise? peki o peder kimdi?

    hiçbir şey hatırlamıyordu. tek hatırladığı sabah evden çıkışıydı. ondan sonra neler yaşadığını hatırlamaya çalışıyor, eliyle kafasına kah vuruyor, kah masaj yapıyor, ancak bir şey hatırlayamıyordu. "patrona telefon etmeliyim." diye düşündü. işe gitmediğini düşünüyordu şimdi. "en azından özür dilemeli." "bir dakika." diye düşündü. eğer işe gitmediyse patronu onu mutlaka aramış olurdu. telefonunu çıkardı. o anda telefonu çalmaya başladı. numarayı tanımıyordu. dahası, numara pek bir garipti: 0000 111 22 33. böyle bir numara arıyordu. "bu nasıl telefon numarası?" diye düşündü. telefonu açtı.

    "iyi dinle beni! zamanım yok. senin de zamanın yok." bir kadın sesiydi. zamanım yok diyordu, sesi telaşlı gibiydi. "dinliyor musun beni? alo? orada mısın? cevap ver?" güzel bir sesi vardı kadının. sesindeki telaş arttıkça, telefonun öbür ucundaki kadın hayallerinde şekilleniyor, kanlı canlı oluyordu sanki.

    "evet buradayım. dinliyorum. kimsiniz? o telefon numarası--"
    "sus! dinle beni. bugün neredeydin?" diye sordu kadın. sanki hesap soruyor gibiydi. adam bir an öfkelendi. kimdi bu kadın? kafasındaki o güzel kadın hayali bir anda dağılmıştı.
    "bir dakika kimsin se--"
    lafını tamamlayamadan kadın konuşmaya başladı. "kilisede olduğunu hatırlıyor musun? peder carlo'yu hatırladın mı?" peder carlo. doğru ya, adamın adı carlo'ydu. hafiften bir şeyler hatırlamaya başlamıştı. ancak yine de, bu kadın kimdi? o nereden biliyordu kiliseye gittiğini, pederle konuştuğunu?
    "peder carlo... evet bir kilisedeydim. ama sen nereden biliy---"
    "siktir!" bu kadına küfürlü konuşmak yakışmıyordu. "tahminim doğru çıktı. dinle beni. sen bir interaktif romanın içerisindesin. anladın mı? interaktif roman."
    interaktif roman mı? "ne içmiş bu kadın?" diye düşündü. "hey bir dakika. ne interaktifi ne diyorsun hiçbir şey anlama--"
    "dinle beni!" kadın sürekli sözünü kesiyordu. "bugün sabah evden çıktıktan sonra hiçbir şey hatırlamıyorsun değil mi? sonra kendini kilisede buldun. aslında kendini kilisede bulmadın. bugün pek çok şey yaptın, kiliseye girdikten sonra bilincin canlandı. ondan önce ne yaptığını biliyorsun. ama söyletmiyorlar."
    "kim söyletmiyor? bir saniye senin adın ne?"
    "adımı boşver. iyi dinle. interaktif romanın içerisindesin. youserları duydun mu hiç?"
    "neysır? bakın bayan, telefonu kapatacağım. çok saçma bir muhabbet bu yaptığımız--"
    "buluştuğumuzda her şeyi anlatacağım. şimdi telefonu kapat. mesaj olarak adresimi göndereceğim. dediğim adrese gel. interaktif romanı ve youser'ları anlatacağım. ama acele etmen lazım. her an beni hikayeden silebilirler.
    "hey!" hiçbir şey anlamıyordu, ama eğer bugün ne yaptığını bilmek istiyorsa kadını dinlemek zorundaydı. "hey.. bak tamam. mesaj yolladığın adrese geleceğim."
    "güzel. kapatıyorum--"
    "hey bir saniye! bari ismini söyle."
    "ismim ayça. hatırladın mı?" telefonu kapadı.

    ayça.. tabi ya! ayça. biraz sonra telefonuna bir mesaj geldi. ayça adresi yollamıştı. bir otelin adresi yazılıydı. tek seçeneği ayça'yla buluşmaktı. interaktif romandasın derken ne demek istiyordu? youserlar kimdi? hikayeden silmek ne anlama geliyordu? aklında bu sorularla evden dışarı çıktı ve gecenin karanlığına doğru ilerledi...

mesaj gönder