1. tanrıya inanmıyorum ama bir güç vardaki güç. doğada maddelerin bilinç düzeyi elbette hiyerarşiktir. bir lahana taşa göre daha bilinçlidir çünkü güneşin olduğu yere yüzünü çevirir. ama o lahana elbette bir keçiye göre daha az bilinçlidir yani keçi onu yemeye başlayınca ne olduğunu idrak edemez çünkü bitkisel hayattan başka hayat bilmez. ama keçi de insanın karşısında bilinçsizdir. işte insanın tanrı karşısındaki durumu da aynen öyledir. tanrı kişiye olaylar ve başa gelenler üzerinden mesajlar verebilir ve iletişim kurabilir. tabi bu mesajları deşifre etmek için kalbinizin açık olması lazım aman tesadüf deyip geçmemeniz lazım. tanrıyı mescitte veya camide arama da yine iyi bir fikir olmayabilir. çeşitli koşullarda diyanet işleri ve de camideki hoca gibi devletin ideolojik aygıtlarının -bilinçli ve bilinçsiz- bir parçası da olabilir ki bu durumda otoritelerin dedikleriyle değil sizin bilgileriniz ve sezgilerinizle bir manevi hayat yaşamak durumunda kalabilirsiniz. birey madde-bilgi-ölçü-sezgi fenomenlerini dikkate alarak ve tanrıya sorular sorarak daha sonra da günlük hayatın verdiği cevapları dikkate alarak bi yere kadar bir manevi hayat oluşturabiliriz diye düşünüyorum. reel islamın sağolsun içine ettiği ve yerin dibine sokulan gerçek islam fenomenine de böyle girilir diye düşünüyorum. alkol yasak çünkü kuranda böyle yazıyor dersen kimse iplemez ki ben de iplemezdim. ama alkolün beyin damarlarımızıı imha ettiğini ve ertesi gün beyin işediğimizi bilirsen ve bunu açıklarsan durum değişir. alkolün kitlelerin afyonu ve emperyalist tekellerin oyuncağı biyolojik silah olduğunu gösterir ve hatırlatırsan içmeden önce bir kez daha düşünürüz. alkol ve zina kadar faiz ve hırsızlık konusunu da işlemen gerekir. hoş deve sidiği içilir mi içilmez mi şekilde tartışmaların döndüğü ve diyanetin çocuk tecavüzünü adeta meşrulaştırdığı bir ortamda işimiz kolay değildir.

mesaj gönder