1. her insan evladının hayatının en az bir döneminde deneyimlemesi gerektiğini düşündüğümdür. bunu yap(a)mayan insan kendisini tanıyamıyor bence; ya da en azından, kendini çok daha iyi tanıma fırsatını pas geçmiş oluyor. çoğu kişi de arayı kapatabilecek öz farkındalıkta değil maalesef.

    kendi çevrem için konuşacak olursam; kendisine karşı dürüst olan, hayattan ve hayatındaki insanlardan ne istediğini bilen ve bu istekleri sağlıklı bir şekilde aktarabilen, bu istekler doğrultusunda bir yaşam tarzı oluşturabilen insanların hepsinin ortak özelliği yalnız yaşamayı deneyimlemiş olmaları ya da halihazırda yalnız yaşamaları. o sorumluluğun altına girmek gerçekten çok farklı. bir şeyleri birileri sizden istediği için değil de kendiniz için, kendi yaşamınızı kolaylaştırmak için yapabileceğiniz -daha doğrusu bir noktada yapmanızın da gerektiği- bir ortam var çünkü elinizde. ve bu ortamda hem kendiniz ve hayattaki yeriniz hakkında, hem de bizzat hayat hakkında o kadar çok şey öğreniyorsunuz ki; bu mücadelede tek başınıza olduğunuza fazlasıyla değiyor.

    günümüzde bilhassa ikili ilişkilerin en büyük tıkanıklık noktası, tarafların kendilerini yeteri kadar tanımamaları, gerçekten ne istediklerini bilmemeleri ve bu bilgisizlikten kaynaklanan özgüvensizlikleri bence. gerisi domino taşlarının yıkılışı gibi ilerliyor. güvensizlik öfkeye, öfke korkuya, korku da nefrete yahut şiddete yol açıyor. kendini tanıyan insanın bu konudaki avantajı ise taşları istediği gibi dizebilecek yetkinlikte olması. böylece bir taşın yıkılışının sonucu, ötekisinin yıkılışı olmak zorunda olmuyor. çünkü kişi nelerin kendisini rahatsız ettiğini, ne koşullarda öfkelendiğini ve bunu nasıl yatıştırabileceğini, nelerden korktuğunu ve buna yol açan kaynakları nasıl durdurabileceğini biliyor oluyor. en basitinden, yaptığı seçimin sorumluluğunu çok daha sancısız bir şekilde almaya müsait oluyor. çünkü yalnız yaşamak, o sorumluluk duygusunu sağlıklı bir şekilde tanıması ve özümsemesi yolunda çok etkili bir rehber olmuş ona. dolayısıyla hayal kırıklığına uğradığında, üzüldüğünde ya da çuvalladığında bunu karşı tarafa yıkmadan evvel kendi kendine düzeltmesi gerekenleri saptayabiliyor, düzeltiyor. sonra -varsa eğer- karşı tarafın yanlışlarını düzeltmesi yolunda ona uzlaşmacı yaklaşabiliyor.

    bir de yalnız yaşamak, insana sakin olmayı ve kriz yönetimini öğretiyor. bunu bilen kişinin insani ilişkilerinde başarısız olma ihtimali çok daha düşük. en azından bu başarısızlığa sebep olan tarafın kendisi olması ihtimali çok daha düşük.

    imkan varsa değerlendirin. hatta şartları elinizden geldiğince zorlayın. kendi kendinizle vakit geçireceğiniz bir ev ortamı, uzun vadede pek çok sorununuzu çözecektir. alışması biraz zor oluyor ilk başlarda ama bir kez eşiği geçtikten sonra her şey çok daha huzur verici.

mesaj gönder