üniversite giriş sınavından sonra sıralama ve puan değerlerine göre girmek istenen bölümü seçme işidir. ^:anlamsızca tanımlama ihtiyacı duydum nedense^

yıllarca üniversite sınavına öğrenci hazırlamış biri olarak bir iki hususta naçizane görüşlerimi paylaşmak isterim. umarım bu bilgiler şu kısa tercih döneminde bu girdiyi okuyan arkadaşlara bir ışık olsun.

öncelikle, üniversite tercihinin "ne" olacağından ziyade "ne zaman" olacağı önem arz eder. ilk tavsiyem; lise ikinci sınıf sonunda ya da üçüncü sınıf başında hangi bölümde okumak ve ileride hangi işle meşgul olmak istediğine karar vermektir. rotası olmayan gemi limana ulaşamaz ve onun için her yol doğrudur. hedefleri belirleme konusunda sınav sonrası ya da sınava yakın tarihler kanımca çok geç kalınmış dönemlerdir. çalışanı motive etmesi, konuya bağlaması vb. sebeblerden dolayı bugünlerde arkadaşların yapmaya çalıştıkları tercih meselesi bahsi geçen dönemlerde yapılmalıdır. okulların ve dershanelerin rehberlik uzmanlarının yapmadıkları en önemli şey de tam budur. yoksa sınavdan sonra alınan puana ya da sıralamaya göre bir tercih yapmak cebindeki para kadar yemek yemektir. doymayabilirsiniz ya da paranızın yettiği yemek hoşunuza gitmeyebilir. zorla yediğiniz yemeğin de size bir faydası olmaz. yemek istediğiniz şeye karar verip paranızı bu süre zarfında tasarruf ederseniz sonunda o yemeğe kavuşur ve doyarsınız. özellikle üzerinde durduğum nokta tercih döneminin sınavdan bir veya iki yıl önce olması gerekliliğidir.

tercihini bahsettiğim dönemlerde yapmamış "bir puan alalım, sıralamamız belli olsun da bakarız" şeklinde bir tavır içinde olan arkadaşlar için yine tavsiyelerim olacak. bu tavır içinde olan arkadaşların sıralama ve puanlarının potansiyellerinin çok altında olacağını göreceksiniz. peşinde koşacak bir tavşan yoksa hızlı koşmanın ne anlamı var? ^:evet, insanlar yarıştırılıyorlar^ ^:bu konuda ayrıca bir yazım olacak^ bu arkadaşlara tavsiyem puanları ve sıralamalarının yettiği oranda kaliteli bir üniversite tercihi yapmaları yönündedir. bu saatten sonra bölüm seçmenin bir anlamı olmaz. zaten eldeki veriler buna izin vermeyecektir. mümkün olduğunca üniversite seçme yoluna gitmek lazım. bu seçim bir üniversitenin diğerine göre daha iyi ya da kötü olduğu anlamına gelmesin. fakat; istanbul üniversitesinde okumak varken fiyakalı bir bölüm için başka bir üniversite tercihi yapmak yersiz olabilir. özellikle teknik bölümlerde ^:mühendislik gibi^ konuları çok fazla değişmeyen, belli kurallar dahilinde anlatılan bölümler için üniversite kalitesi ön plana çıkar. eşit ağırlık bölümler için de durum farklı değildir; fakat mühendislik adayları için bu durum daha önemlidir. inşaat mühendisliğinin atatürk üniversitesi ile erciyes üniversitesi arasında bir tercihe bağlı kalması bu iki üniversitenin de derinlemesine incelenmesini gerektirir. ya da elektrik elektronik ve bilgisayar mühendislikleri tercihi yapılırken tercih edilecek üniversite bölümlerin önüne geçmelidir.

ülkemizde diplomasını bir ünvan olarak kullanan meslekler ne yazık ki çok azdır. hukuk, tıp, mühendislikler, iktisat ve öğretmenlik dışında diplomalara bağlı meslek ünvanları verilmez. ^:eksik kaldıysa düzeltin lütfen^ bu anlamda özellikle eşit ağırlık dalında tercih yapacak arkadaşların "uluslararası ilişkiler" bölümünden "diplomat" payesi ile mezun olunmadığını idrak etmeleri gerekmektedir. mezunları bekleyen en büyük engel üniversite giriş sınavından daha beter olan kamu personel sınavıdır. ^:kpss^

her nerede çalışacak olursanız olun kendinizi geliştirip güncellemeleri yüklemezseniz geride kalacaksınızdır. özellikle sınav sonrası tercih yapacak olan arkadaşlara bölümden ziyade üniversite tercihini öne çıkarmalarını tavsiye etmemin sebebi de budur. üniversitenin tecrübesi kendinizi geliştirme anlamında daha geniş bir yelpaze sunabilir. tabii, sunulan imkanlar bir kağıda yazılarak kampüs girişine asılmayacaktır. talep edilmedikçe hiçbir kaynak ortaya çıkmaz. siz o kaynağa erişmeyi öğrenmelisiniz. üniversite dediğimiz mekanizmanın anlattığı şey tam da budur işte!

herkesin tercihinin hayırlı olmasını dilerim.