• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.90)
kış uykusu - nuri bilge ceylan
aydın (bilginer) emekli bir oyuncudur; aktörlüğü bıraktıktan sonra orta anadolu'da kendi halinde küçük bir otelde çalışarak günlerini geçirir. hayatında ise iki kadın vardır: kendisine her anlamda uzak ve soğuk olan genç karısı nihal (sözen) ve boşanmış olan kız kardeşi necla (akbağ). kışın bastırması ve kar yağışının artması bu küçük taşrada en çok aydın'ın sinirlerine dokunur ve onu uzaklara gitmeye teşvik eder.
  1. nefis bir film, filmi özel kılan karakterler hakkında konuşulmasını sağlamaktı, başarıyı bu şekilde yakaladı sanıyorum. bu karakter çözümlemelerinin yanına inanılmaz görsellikler sununca ortaya hoş bir sinema şöleni çıkıyor. kış uykusu da 3 saat 16 dk gibi bir süresine rağmen pürdikkat izletmeyi başardı. bir zamanlar anadolu'da aldığım tadın aynısını aldım. üstelik anadolu bozkırı yerine bu sefer kar manzaraları eşliğinde kapadokya görüntüleri filmi ayrıca seyredilir kıldı. at'ların ne kadar asil olduğunu bir kez daha gösterdi. belgesel tadında bir filmdi.

    oyunculardan hidayet (bkz: ayberk pekcan) ve hamdi hoca (bkz: serhat kılıç) favori karakterlerim oldu. haluk bilginer'in ise ekstra bir çaba sarfetmesine gerek yoktu. aydın bey karakteri bizatihi kendisi olsa gerek, adam kendini oynamış. spoiler olabilir de olmayabilir de devam ediyorum; aydın bey hakkında bir kaç kelam edelim derim, sevgili aydın bey!! muhtemelen burcun kova yükselenin başak, tipik bir ekşi sözlük yazarısın, koyverdiğin sakalınla ve fularınla yerel bir gazetede yazdığına bakmayın, laptopunu açıp bildiğin ekşide entry kasıyor, sağa sola sataşıyor her şeyi bildiğini sanıp kış uykusuna yatmış durumda. kuşkucu, mütevazi görünümlü ancak ukelanın önde gideni, otelinde düzenlenen zirve'ye de davetsiz olmana atarlandın, seni hiç sevmedim aydın, babanı da sevmezdim zaten.. dönelim filme, diyaloglarda ister istemez bir tarafı haklı bulup kendime yakın hissettim ancak bir sonraki diyalogda diğer kişiye hak verdim, kısaca film boyunca herkes bir kez haklı bir kez haksız gibi oldu, sanırım bu bilinçli ve ince görülmüş, şaşırtmaya yönelten ve aynı zamanda hayatın gerçekliği ile örtüşen bir durumdu. otel odasında necla ile aydın'ın arasında geçen diyaloglar ile aydın bey'in arkadaşının evinde geçen içki masası sohbetleri tiyatro olmayan ama bizi bir tiyatro seyrettiriyor etkisi yaratan sahnelerdi.

    filmi iki kelime ile tanımlayacak olsam güç ve yüzleşme derim. bilemiyorum belki de filmin sonundaki tavşan avı sahnesi beni bu düşünceye itmiştir. doğanın kanunu da bu şekilde ayakta kalmak için mücadele edeceksin zayıf karakteri harcayacaksın. o değil de atlar gerçekten asil hayvanlar.

mesaj gönder