1. metropolde doğup büyüyüp, ergenliğe girdiğinde bir sahil kasabasına yerleşmektir bazen. her şey farklı gelir.

    -insanlar birinci dünya ülkesinden gelmişsiniz gibi burun kıvırır size. sizin bunu yapacağınızı düşünerek.

    -kıyafetlerinize imrenerek bakar, alışkanlıklarınızı özlediğinizde (sinema, tiyatro, konser, belki tatilya mesela.) hava attığınızı düşünürler.

    -eğitimin şehirden şehire ne kadar değiştiğini fark edersiniz, büyük şehirde önceki sınıflarda öğrendiğiniz şeyler karşınıza yeniden ilk kezmiş gibi sunulur. şaşırır ve korkarsınız geride kalmaktan.

    -herkes birbirini tanır, o kadar tanır ki, her adımda tüm ilçe tarafından dedikodunuz döner.

    -sosyal hayat yok denecek kadar aza iner, istediğinizde gideceğiniz bir bakkal bile yoktur en basitinden, varsa da çok uzağınızdadır artık.

    -özlemenin ne demek olduğunu öğrenirsiniz. bir şehri, insanları, kültür yapısını. herşey çok farklıdır.

    -şehirlerarası otobüslere imrenerek bakmaktır bazen.

    -en basitinden bir fast food yemeyi özlemektir.

    -kıymet bilmeyi öğrenirsiniz örneğin. büyük şehir karmaşasından uzakta olmanın, gökyüzüne bakınca yıldızları görebilmenin, oturduğunuz yerden denizin sesini duyabilmenin ne kadar büyük bir şey olduğunu bilirsiniz. hiçbir zaman yabana atılmaz.

    sonra zamanınız gelir. tüm kötü şeylerin ardından tutunacak tek bir dal bulduğunuzda. imkan olmadığı için büyükşehire geri dönersiniz. hayatınızın en uzun tatilinden bavulunuzu toplayıp geri dönmüşsünüzdür artık.

    yalnız güzel anıları hatırlarsınız bundan sonra.

mesaj gönder