1. tsk'nın ışid görünümlü pyd operasyonu. bölgedeki ışid güçlerine yapılan hava operasyonlarıyla onları güneye sürmek ve bölgeye yerleşmek ilk amaç. tabii ki burada ışid tehlikesini sınırlarımızdan uzaklaştırmaktan daha da önemli olan bir durum var: ypg güçlerini aziz-cerablus bölgesine sokmamak. bu bahsettiğim bölgenin büyük bir kısmı ışid'in elinde ve sınırlarımızdalar. bu bölgenin batısında da afrin var ve bu bölge de ypg'nin elinde. şöyle bir harita bölgeyi tanımakta çok iş görüyor

    eğer ypg bu alanı(aziz-cerablus) ele geçirirse ırak ve suriye arasındaki kürt koridoru hedefi önemli ölçüde başarıya ulaşmış olacak ve nihai hedefte iran'ın güneyi ile ırak ve suriye'nin de kuzeyini kapsayan bölge akdeniz'e kadar kürt koridorunu oluşturacak-sağır sultan bile duydu artık bu hedefin varlığını ve bu geceki operasyon da pek sürpriz olmadı. ayrıca bu operasyondan sonra yenileri de bekleniyor-. sonrası mı? misak-ı milli sınırlarına elveda. işte bu sorunlardan ötürü rusya ile yakınlaşma sağladı hükümet. hava operasyonlarını başlatabilme iznini aldık ve bu gece itibarıyla da başladı. tabii ki rusya da bölgenin bu sınırlarını korumasından yana. abd'nin bu coğrafyayı kendi istediği şekilde bölüp yönetmesine müsaade etmeyecektir. inşallah milli bağımsızlığımız ve bütünlüğümüz için istediğimiz neticelere ulaşabiliriz.
    ae
  2. basit bir olay veya basit bir karar değildir, umarım kararı alanlar, basite indirgeyecek bir bakış açısına sahip değildir.

    öncelikle karmakarışık olan bir bölgeden bahsediyoruz. öso, rejim, ypg, ışid bu denklemin suriye topraklarındaki bilinmeyenleri. bunun dışında bazı konularda birbirinden farklı düşünen koalisyon (abd, almanya, fransa suudi arabistan, katar) ve türkiye var. rusya ve iran ise bu denklemi çözülemez hale getiren bilinmeyenler...

    bölge hakkında kısa bir analiz bile sayfalar sürebilir. öso ve ışid, mevcut rejime karşı savaşırken ypg zaman zaman kısa çatışmalar haricinde açık bir cephe almış durumda değil. bu durumda geçmişi kürtler konusunda pek parlak olmayan esad'ın ypg'yi sevdiği için değil kısa vadede bir cephe daha yaratmamak için ypg ile çatışmadığını kabul etmek gerekir.

    öso ve ypg abd ve koalisyon tarafından açıkça destekleniyor ancak türkiye bunlardan sadece öso'ya yakınlık duyup açık destek verirken ypg adeta düşman sayılıyor ve fırat'ın batısına geçmesi gibi kırmızı çizgilerin aşılması üzerine geri çekilmemesi halinde saldırı tehdidinde bulunuyor. kısa vadede abd ve koalisyon, ortak düşmanın ışid olduğu abd tarafından vurgulandığı için bu iki grubun birbiriyle çatışmasını engellenmeye çalışıyor fakat türkiye sınırın diğer tarafındaki operasyonda ypg güçleriyle karşılaşırsa açıkça vuracağını belli ediyor, zira türkiye için ışid ile ypg arasında terörist örgüt olması açısından bir fark görülmüyor.

    abd şu anda öso ile ypg arasında bile bir seçim yapamıyorken, çok yakın vadede ypg, türkiye arasında seçim yapmak zorunda kalabilir, abd, esad ile ypg arasındaki kısa süreli çatışmalarda ypg tarafında uçak uçurarak ypg'yi yalnız bırakmak istemediğini gösterdi.

    buraya kadar bile kafa karıştırıcı bir durum söz konusu iken daha rusya ve iran bu ilişkilerde anılmamıştır bile. zira rusya ve iran birlikte hareket ederek öso'ya karşı olduğunu göstermiş, zaman zaman hava harekatları düzenlemişken bugüne kadar ypg'ye yönelik bir saldırısı olmamıştır. kısacası rusya ve iran'ın durumu esad ile yanyana olarak konumlandırılabilir. rusya kısa vadede öso'ya karşı bir operasyona girişmese de ypg, öso arasında kaldığında ypg'nın yanında yer alabilir, iran ise kendisini sadece esad yanında konumlandırdığı için bir yandan türkiye'nin desteklediği öso ile savaşırken bir yandan da pejak sebebiyle ypg tarafında yer almak istemeyecektir.

    türkiye ise güneyinde bir kürt kuşağı istemediği için cerablusa girmek zorunda kaldı, zira rusya ile uçak krizi devam ederken menbiç operasyonuna karışamadı ve ypg fıratın batısına geçerek bazı yerlerde hakimiyet kurdu, ypg'nin batıya ilerleyişinin durdurulması açısından rusya engelinin aşılması şart olduğu için uçak krizi aşıldı ve muhtemelen rejimin bilgisi dahilinde tanklar suriye topraklarına 5 km kadar girmiş durumda. ancak bölgede birbirine düşman 4-5 farklı birlik var ve bunların bazıları geçici birliktelikler kurmuş durumda, temel konularda farklı düşünen abd-rusya bulunmakta ve kısa vadede ışid ana düşmanı çerçevesinde hepsi ortak adımlar atmakta, bütün bu kadar farklı ülke veya gruplar arasında ışid söz konusu olsa dahi türkiye asla ypg ile yanyana gelmek istememekte.

    ışid şimdilik ortak düşman ve aslında küçük ama tehlikeli bir düşman aynı zamanda ortadan hiçbir zaman kaldırılamayacak bir düşman, fiili olarak ellerindeki topraklar alınabilir, ancak buradaki binlerce militanın halk arasına karışması ve savaşı devam eden bir suriyede kalmak istemeyerek türkiye veya avrupaya yayılabileceği gibi ciddi bir tehlike mevcut.

    türkiye uzun sürmesi halinde bir bataklık ve bilinmezlikler öyküsünün içinde olabileceği bir adım atmış durumda ancak kısa vadede kendisi açısından yapılması şart olan bir operasyon yapmakta gibi duruyor.

    tekrar okudum da yazdığım yazıyı bölge gerçekten boktan bir durumda...
  3. içime kötü kötü hisler gelmiyor değil. sanki bir bataklığa doğru bir adım attık da her geçen gün daha da saplanacagız gibi. terör örgütleriyle iş birliği yapmak ayıyla arkadaşlık yapmaya benzer. bu örgütler zaten anlaşma içinde yaşamayı kabul etmedikleri için terör örgütleri.

    bu olaylar hiç buralara gelmeden çözülebilirdi.suriye' ye her kime olursa olsun silah gönderilmemeli bu saçma savaş körüklenme meliydi.
  4. ilgilenmediğim durumdur.
    öso, pyd, ypg, ışid, pkk, jpeg filan koridorlar açıp, hastanelerimizde tedaviler ettirip, besleyip büyütüp yangın yerine çevirirsen eğer pektabii ki tutuşur dizelerin.

    sen davullarla zurnalarla teröristleri bağrına bastın mı? hizbullahçıları "imza atacaklar yea" diye salıverdin ve kaybettin mi? adını değiştiren teröristlere küçük tatlı koridorlar açıp gönderdin mi? e noldu şimdi?
    körfez savaşını hatırlıyor musun? elin conisi bağrından uçaklan uçup güvenlicene eğlenirken, sen karadan mı saldırıyorsun yine? niye saldırıyorsun? cihat mı var? vatanına, dinine ve namusuna saldırı oldu mu ki cihat hak olsun? çünkü cihat öyle oluyordu.

    bilime filan gerek yok yea. üretime de gerek yok. bizim ihraç malımız askerimiz. can bizde çok zaten.

    ilgilenmiyorum, çünkü insan hayatı politikanın üzerindedir. hayli üzerinde. kandırıldık'ın bayaa üzerinde.
  5. başlamasının üzerinden 1 aydan fazla zaman geçen operasyon. bu süre zarfında belirli noktalarda değişiklikler yaşandı. bizzat içerideki operasyondan ziyade hükumetin konumuna bakmak daha önemli gibi geliyor bana.

    operasyon ilk başladığında, gece saatlerinde medyaya haber düştü. aynı gün içerisinde joe biden ülkeye gelecekti. alınan bilgilere göre operasyonun son aşamasından haber edilmiş abd. zaten ilk günlerde destekler gibi görünse de daha sonradan işi yokuşa sürmeye başladı abd. bu operasyonun bizi, rusya'ya daha çok yakınlaştıracağı aşikardı. geçen zaman içerisinde önce g20 zirvesi yapıldı, ardından new york'ta birleşmiş milletler genel kurulu toplantısı. bu sırada türk ordusu hava desteği veriyor ve öso, azez-cerablus arasına hakim oluyordu.

    bm genel kurulu toplantısında cumhurbaşkanı tayyip erdoğan, abd ile ilişkilerin devam edeceğini, siyaseten türkiye ile abd'nin kopmayacağını söyledi. bunlarla birlikte aynı zamanda hala esad karşıtı söylemler hükumette devam ediyordu. operasyonun ilk günlerinde numan kurtulmuş "suriye politikasında hata yapmışız." dese bile son günlerde abd ile ortak hareket etme vurgusu yine üst düzeyde söylenmeye devam ediyor. hatta bu iş birliği, ışid'in en önemli merkezi olan rakka'ya abd-türkiye ortak operasyonu yapılabileceğinin bile dillenmesine neden oldu. ancak uzlaşılamayan bir nokta var: kara birlikleri öso mu olacaktı ypg mi? bu konunun da ayrı sonuçları doğabilir ve türkiye'yi bambaşka bir konuma sokabilir.

    operasyonların başladığı günden bu yana hükumetten beklediğim şey iran, suriye ve rusya ile mutabakata varılması. ancak bu bir türlü gerçekleşmiyor. bölgenin doğrudan olaylardan etkilenen ülkeleri bunlar. tarihi kökleri, kültürleri, yaşamları bu topraklarda olan devletler bunlar. gazi paşa'nın balkan antantı, sadabat paktı gibi barış anlaşmaları imzalaması, sscb ile iş birliği anlaşmalarına varmasındaki stratejik derinlik ile bizim bir türlü sulhu sağlayamayan, sürekli sınır komşuları ile sorun yaşayan politikalarımız arasındaki farkı ister istemez insan hissediyor.

    burada değerli bir yazarımıza da geçenlerde söyledim. sputnik gibi rus haber ajanslarında türkiye'nin suriye politikası ile ilgili tutum değişmeye başladı. g20 zirvesinden bu yana ruslar daha tedirgin, daha temkinli ve üstü kapalı eleştirel yorumlar ve analizler yayımlıyor. yeniden abd güdümünde politika üretmesinden korkuluyor akp hükumetinin. haksız da sayılmazlar açıkçası. sürekli fırat'ın batısı muhabbeti yapılıyor ama fırat'ın doğusundan senelerdir kürt askerleri var. senelerdir ırak bölgesel kürt yönetimi var. vakti zamanında türkiye'nin kırmızı çizgisiydi ıbky. ancak barzani'ye abd tarafından bu devlet kurduruldu, peşmergeler askerimiz tarafından eğitildi, kürt istihbaratı bizim de desteklerimizle kuruldu. bunu yapan akp hükumetinden şu anda rusların, iranlıların çekinmesi doğal.

    bu noktada şuna da dikkat etmek gerek: akp 2011 yılından beri istenmeyen çocuk. batı'nın üzerini çizdiği bir aktör. cemaatin akp'ye karşı sürekli desteklenmesinin ve kollanmasının da sebebi bu. akp batı ile ittifakı kopardığından beri ülkenin başına gelmeyen kalmadı. en son moody's'in kredi notlandırması bile buna paralel aslında. 2007'de e-muhtıra olduğunda bile düşmeyen kredi notlarımız şimdi düşüyor. o zamanlar demokrasi havarisi olan akp, batı'nın sürekli pohpohlayıp sırtını sıvazladığı akp bugün gerçek bir darbe atlatılmış olmasına rağmen doğru dürüst hiçbir destek görmedi uluslararası arenada. kredi notları düşürülüyor. pkk eylemleri artıyor, pyd tehdit olarak devam ediyor ve kıbrıs sorunu yine alevleniyor. geleceğimiz konusunda pek olumlu düşündüğümü söyleyemem. akp hükumetinin bir an evvel yakın komşularla sorunları çözüp batı eksenli olmaktan ziyade daha avrasyacı bir politika gütmesi elzem. ekim ayında yaşanabileceği iddia edilen olayların ise henüz tam zamanı olmadığını, akp'nin resti çekip çekmemesine göre batı'nın sahneye koyabileceği gerçekçi bir eylem olarak düşünüyorum. bağımsızlıktan taviz verilmemesi ve ülkenin bir an evvel huzura kavuşması dileğiyle...

    son olarak da 90'ların başında recep tayyip erdoğan'ı, ılımlı islamı ve fethullah gülen'i öve öve bitiremeyen morton abramowitz'in 2012'deki bir analizini koyayım buraya. 4 sene önceden yapılan, boşlukları bugün dolan bir analiz. nedense bu insanların her makalesi, her analizi anca olaylar yaşandıktan sonra tam bir parça halinde görünüyor.

    yazının sonundan bir cümle:
    -Ve tüm yönleriyle Kürt sorunu, onun için Aşil’in topuğu, Onun sonunu getirebilecek bir konu.
    ae
  6. umarım askerlerimiz sağ salim geri gelirler. yalnız 15 temmuzdan hemen sonra böyle bir operasyona girişmek sağlıklı mıdır bilemem.

    allah devletimizi utandırmasın.
  7. bir ay önce darbe yapmaya kalkan bir kurum tarafından türkiye insanlarının menfaatine olduğuna inanılarak yapılan bir operasyon. işin ilginci dün tankların karşısına çıkan insanlar bugün tankların yanında. bir ay içinde kim yargılandı, kim hesap verdi de türk kilisesine olan güven savaş başlatabilecek bir operasyona izin verecek seviyeye ulaştı? dün ölenler teröristti, bugün ölecekler şehit olacak. insanları kendi çıkarlarına göre kullananların doluştuğu bir kurum, benim menfaatime ne gibi işler çıkarabilir? vallahi gına geldi artık bu skolastik türk paşamsılarından ve emir erlerinden.
  8. ağğğbi bordoberelileri salsak ortadoğu'ya 82 kerkük 83 musul yhaaaa bhaakk ^:oluyor lan öyle^ ^:biz o anlamda ortadoğuya çoktan girdik^
  9. dün gerçekleşen mgk sonrası yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Suriye ve Irak’ta DEAŞ terör örgütü ile mücadelede PKK/PYD-YPG terör örgütü unsurlarının kullanılmasının, bölgede huzur ve güven ortamının tesisine katkı sağlamayacağı, bilakis orta ve uzun vadede yeni sorunların ortaya çıkmasına sebep olacağı bir kez daha kaydedilmiştir."

    peki madem pkk/pyd-ypg gibi örgütlerin varlığı, ışid'le mücadelede bölgeye huzur getirmeyecek, neden fırat kalkanı operasyonu bitirildi?

    dün halkbank genel müdür yardımcısı tutuklandı abd'de. ona ilişkin neden ciddi bir açıklama gelmedi? hollanda ile en ufak krizde yangın yerine çevrilmişti ortalık. halkbank genel müdür yardımcısının tutuklanması az şey mi, neden susuluyor? 17-25 aralık davasıyla direkt ilgili birinin alınması tabii ki suskunluğa itti hükumeti. belki fırat kalkanı operasyonu da bundan dolayı bitirildi.

    daha yazılacak çok şey, sorulacak çok soru var(iran meselesi, suriye ve ırak meseleleri, batı ile olan ilişkiler, abd ile gerilen ortam, kıbrıs meselesi vs.). nereden başlayacağımı bile bilmiyorum ama erdoğan'ın artık net bir biçimde üstünün çizildiğini görmek için müneccim olmaya gerek yok. 16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu da sonun başlangıcı olabilir bu senaryoda. örtülü şekilde evet isteyen batı, manevra kabiliyeti kalmayan erdoğan... önümüzdeki dönem çok sancılı geçecek. sürekli bir olay patlak veriyor. oturup 2 kelime yazamıyoruz akışın yoğunluğundan. umarım, bütün samimiyetimle umarım ki, bu ülkede artık bir iktidar/lider değişecekse bunu sadece ve sadece halk, kendi iradesiyle gerçekleştirir. aksi şekilde gerçekleşen müdahaleleri görmekten, okumaktan gına geldi artık.
    ae
  10. fırat kalkanı operasyonu
    -kazasız belasız askerlerimizin dönmesi temennisiyle
    jedi7