1. mülkün temeli olması hasebiyle malı mülkü olmayana,rüşvet veremeyene çare olmayandır
    kuz
  2. adalet/sizlik hasebiyle "hukuk iktidarın fahişesidir"^:bakunin^ sözünün gizli öznesidir adalet.
  3. sağlanması mümkün değildir. acı ama gerçek
  4. lazım olandır lazım...
  5. anayasaların ve yasaların aslında iktidar ve sermaye sahiplerini (kapitalistler, zenginler) güçlerini ellerinden alamasınlar diye halka ya da bir diğer deyişle gücü elinde bulunduramayanlara (ezilenler, proleterler, yoksullar) karşı korumak için yazıldığı ve yapıldığı bir dünyada yaşıyoruz.

    insan hakları evrensel beyannamesi yazılmak zorunda kalınmış devletlere karşı bireylerin haklarını korumak için. ne yazık ki yazılı olarak böyle bir belgeye ihtiyaç duyulması bile uygulanmasının ne kadar güç olacağını gösteriyor.

    ceza yasaları, suçu ya da suçluyu ortadan kaldırmıyor. ekmek çalanın gözünün yaşına bakılmıyor ama bankaları hortumlayanlar devletin korumasına mazhar oluyor. eril adalet öldürülen kadını değil öldüren erkeği mağdur gösterip cezasını hafifletmekle uğraşıyor.

    söz konusu iktidar sahipleri olmadığında, adalet yalnızca "suçlu"nun kim olduğuyla ilgileniyor, "suça" iten sebepler ve gerçekler yargı sisteminin ilgisini çekmiyor.

    yasaların uygulanmasında korkunç bir çifte standart var ve kendi hazırladıkları yasalara bile aykırı davranmaktan hiç çekinmiyorlar. örneğin, bu zat hergün gözümüzün içine baka baka yalan söylüyor, sağa sola hakaret yağdırıyor, soyumuza sopumuza küfrediyor. ama gidip kendisi hakkında hakaret davası açamıyoruz. oysa kendisine yönelik en küçük bir eleştiri bile hakaret kapsamında değerlendirilmekle kalmıyor kapınızda terörle mücadele ekiplerini buluyorsunuz.
  6. "efendinin malını ve kölesinin canını güvence altına almaya çalışan sistem"
    abi
  7. avukatı olmadan yargılanan biri belki de ceza alacakken avukatıyla birlikte mahkemeye çıkınca cezadan kurtulabiliyor. bu da beni düşündürüyor. diyelim ki hepimizin vicdanına göre ilgili kişi cezayı hakediyor. o zaman avukat yokken adalet tecelli etmişti de avukat olunca adaletten sapıldı mı? ya da diyelim ki ilgili kişi cezayı haketmiyor. avukat olmazsa cezayı hak eden kişi olacakken avukat olunca ceza almasına gerek olmayan kişi mi oluverdi?

    adalet konusunda avukatın fonksiyonunu anlamakta zorlanıyorum. kişilerin hakkını savunmak mı yoksa adaleti manipüle etmek mi anlayamıyorum. avukatlar bizim bilmediğimiz kanunları da bildiği için kanuna göre haklı veya haksız olduğumuzu da bilebilir. ama kanunları bilen bir kişi daha var ki o da hakim. o halde hakimin fonksiyonu nedir? ya da biz avukat tutamazsak hakkımızı bilmediğimiz için mağdur olmayı haketmiş mi oluyoruz? ya hakkımızı yeterince savunamazsak? daha iyi avukat hakları daha iyi savunur. yani daha çok para verip daha iyi avukatı tutan kanun önünde daha mı haklıdır? peki bir insan hakkını yeterince savunamazsa mağdur olmaya mahkum mudur? bu durumun güçlü olanın güçsüzü yediği orman kanunlarından farkı nedir?

    yazarken farkettim de insanların adalet dediği şey çok suni ve uyduruk. gerçek adalet ancak vicdanlarımızla temin edilebilir. ama vicdanı olmayana gerçek adalet de suni adalet de fayda etmiyor.
  8. benim için sadece arkadasimin annesinin adı.
  9. latinlerin konu hakkında çok güzel iki adet deyişi var.

    - dünya yıkılsa da bırak adalet yerini bulsun.
    - dünyanın yıkılmaması için bırak adalet yerini bulsun.
  10. ülkemizde hayaldir o efenim. kendilerini daha göremedik.