• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.26)
behzat ç
ankara cinayet bürosu amiri behzat ç., telsizden duyduğu bir intihar vakasına bakmak için olay yerine gider. arkadaşlarıyla doğum gününü kutladıktan sonra intihar ettiği sanılan genç kızın cesediyle karşılaşır. ilk gelen ekipler, kızın üzerinden çıkan 'intihar mektubunu' yeterli görüp olayın üzerinde durmamışlardır. oysa behzat ç.’nin fark ettiği birtakım gariplikler aklına cinayet ihtimalini getirir. olay mahallinde tem’de (terörle mücadele amirliği) görevli birilerinin olması olayın görünenin ötesinde, farklı boyutları olduğuna da işaret etmektedir. ölen kız urfalı zengin bir aileye mensuptur. babası okuması için ankara’ya yolladığı kızının beyninin yıkandığından, ölümünün siyasi olduğundan, örgüt tarafından infaz edildiğinden şikâyet eder. behzat ç. ve ekibi, harun, hayalet, akbaba, selim ve eda, olaya bakan savcıdan aldıkları destekle işe koyulacak, |at izinin it izine karıştığı’ bu vakayı çözmek için karmaşık bir mücadelenin içine girecektir.


  1. milliyet gazetesi yazarlarından sina koloğlu bugün köşesinde şöyle yazmış:

    "Birgün Gazetesi’nde yer alan ‘Behzat Ç. ocak ayında başlayacak’ haberi dizi sektörünü hareketlendirdi. Dizinin yeniden aynı ekiple sahalara dönmesi heyecan yarattı. Biraz farklı bir ortamda olacak ama söyleyeyim; internet ortamında. Peki kim aldı? blutv. Yani Doğan Grubu’nun internet bağlantısıyla bilgisayar tablet mobil cihazlar üzerinden canlı TV yayını. Neden ekran değil? Çünkü, sansür istenmiyor. Bir nebze özgürlük diyelim! Benim duyduğum ekip aynı."

    link

    dizide akbaba karakterini canlandıran berkan şal instagram hesabında paylaştığı fotoğraf.

    kaldığı yerden

    emrah serbes ile yapılan röportaj

    edit: güncelleme.
  2. kararlı bir şekilde başladım 11.bölüm bitti bu sefer bitirmeyi düşünüyorum. adamlar her bölümü film gibi çekmiş yıllardır türk dizisi izlerim ama senaryoya bu kadar kafa yoranını görmedim ilerde daha da kafa yormaya başlayacak üstelik.
    son olarak keşke şu dizideki şulenin ilk sezonu gibi birini bulsam kafadan kontak sevimli.
    wtf
  3. nereden başlayacağımı bilmemekle birlikte hakkında bir kaç şey söylemek istediğim dizi. onu bunu geçtim en çok da samimiyeti sayesinde insanı kendisine çeken bir dizi olduğunu söylemeliyim. bunu hem oyuncuları, hem şehri hem de diyalogları ile başarmış. oyuncuların çoğu bu dizinden önce tanınmıyordu. belki kimisini daha önceden tanıyanlar vardı elbet ama pek çok kişi tanımıyordu oyuncuları. bu detay bile oyuncuları bizden biri yapmaya, onu da geçtim, tanınan yüzler olmadığı için diznin daha inandırıcı ve samimi gelmesini sağlayan bir sebep bana kalırsa. şehir konusuna gelirsek, gelin de bi' ankara da yaşayın derim sadece. bağımlılık yapar. seversin veya sevmezsin demiyorum, bağımlılık yapar diyorum. kendine has bir karakteri var bu şehrin. öyle ki bu evlerin duvarlarına kadar siner. dış çekime gerek kalmaz. yaşamak lazım, onun için uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. diyaloglar ise sokakta duyacağınız türden.

    diziyi başarılı kılan diğer sebeplerden biri çok katmanlı ve birden çok uzun yahut kısa vadeli hedefler peşinde olması. bu da merak duygusunu üst seviyede tutuyor. ustüne bu uzun vadeli hedefler dizinin başrolleri hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.

    tek kusuru bazen bölümler arasında bağlantının sağlam olmayışıydı. mesela ercüment ne diye bir anda ortadan kayboldu gibi. siz bir kaç bölüm geçtikten sonra onun gittiğini idrak ediyorsunuz. bu ve benzeri şeyleri net olarak anlatmıyorlar. o da pek göze batmıyor aslında. çünkü sürekli bir hedef ve bu hedefe ne kadar yaklaşılırsa o kadar yakından tanıyacağımız karakterler ilgiyi üzerine rahatlıkla çekiyor.

    tekrar çekilebilir diyorlar ve bu ankara'da olmama ihtimali varmış... geri dönüşler her zaman için risklidir ve çoğu tutmaz. tutup tutmayacağı beni pek ilgilendirmiyor ama kimisi oyle bir batar ki daha öncesini de hic eder. işte bu yüzden o dizi ankara'da cekilmeyecekse hiç çekmeyin daha iyi. dizinin yüzde altmış beşi ankara ulan. onu atarlarsa geriye kalan şey bi boka benzemez. insanın haline tavrına direkt sirayet eden bir şehir ankara en basitinden; derdim sokak falan değil yani.
  4. şu karlı günlerde evde otururken birkaç bölümü tekrar izleyeyim dedim. o kadar güzel ki her şey. o kadar içten, o kadar samimi, ankara olduğu için bir o kadar da tanıdık.

    !---- spoiler ----!

    behzat ile esra'nın düğününü tekrar izledim. ben böyle güzel ilişki görmedim arkadaş. ne güzel tamamlıyorlar birbirlerini. esra behzatı nasıl seviyor, nasıl da bozuyor suskunluğunu, gidiyor üstüne içine kapandığı zamanlarda...
    ayrıca behzatın o hep biraz buruk duruşu, erdal beşikçioğlu'nun muhteşem oyunculuğuyla yerli yerinde.
    son olarak memduh başgan, seni önceden severdim de son zamanlarda iyice şerefsiz olmuşsun. allah belanı versin.
    !---- spoiler ----!
  5. türkiyenin gelmiş geçmiş en iyi dizisi.

    evet gelmiş geçmiş.
  6. !---- spoiler ----!

    harun diye bir şey vardı dizide. yürümesi ve konuşmadan kameraya bakması bile beni güldürmeye yeten. ne zaman ki eda ile sevgili oldular işte o gün benden bir parça koptu gitti. işte o efsane sahne;

    https://www.youtube.com/watch?v=z25XWkWqZBg&; ;list=pl2lmmbod6x-0lljhcbt-3ouopcu7qz8en&index=20

    !---- spoiler ----!
  7. oyunculaklarla ve süregelen senaryoyla türkiye dizi tarihinde başı çeken dizilerdendir. ama beni izleten şey behzatın psikolojisi ve erdal beşikçioğlu'nun bunu yansıtmasıdır.
    bragi
  8. her geçen günde özleminde hiç eksilme olmayan türk televizyon tarihinin en vicdanlı dizisi.
  9. çekilmiş en iyi yerli dizi. benim için.
  10. behzat ç. değişik bir tat bırakır. mesela birkaç saniyelik sahneleri yavaşlatıp arka plana da gaza getirici müzik koymazlar. birçok kanalın ve dizinin girmek istemediği konulara behzat ç.'de balıklama dalınır. ayrıca çok ufak detaylara dikkat edilmesi, sizin de dikkatinizi çekerse daha fazla keyif alırsınız. ufak tefek hatalar bile hoşunuza gitmeye başlar. mesela bir bölümde ölü bir adam olay yeri tarafından incelenirken gözünü kırpmıştı.

    ve tabi:
    (bkz: neşet ertaş)
    (bkz: pilli bebek)
    (bkz: ankara)