1. olağan şartlarda tek taraflı bir edimdir. karşı taraf edilgen konumdadır.

    ideal olan, eğer işinizi sadece yaşamınızı, sosyal hayatınızı finanse etmek için yapıyorsanız, artık o işten kazanacağınız paraya ihtiyacınızın kalmaması ya da daha iyi şartlarda bir iş fırsatı yakalamanız, daha iyi bir teklif almanız halinde gerçekleştirdiğinizdir.

    faşist toplumlar ya da kurumlarda işverenin zoruyla gerçekleştirildiği sık karşılaşılan bir durumdur. tazminat ve diğer haklar bu yolla işveren tarafından gasp! edilir.

    bazense haysiyetin gereğidir. yaptığınız işin hakkını veremediğiniz, kuruma, bireylere, toplumun bir kesimi ya da tamamına zarar verdiğinizde karakterinizi ortaya koymalısınız. bu topraklara pek uğrayan bir yöntem değildir.
    one
  2. belirli durumlarda onurlu insanların tek seçeneğidir. ülkemiz siyasetçileri arasında anlamı bilinmeyen bir olgudur. örneğin, 2015 yılının son çeyreği ile 2016 yılının ilk çeyreği arasında ülkemizin başkenti ankara'da büyük terör saldırıları gerçekleşmiştir ve yürütmenin en tepesinden başlamak üzere birçok siyasinin ve bürokratın bu zafiyette büyük sorumluluğu vardır ama buna rağmen istifa eden bakan ve/veya üst düzey bürokrat olmamıştır.

    öte yandan, pek kıymetli siyasilerimiz onursuz olamayacağına göre belirli durumlarda onurlu insanların tek seçeneğinin istifa etmek olduğu yönündeki tanım yanlıştır veya ülkenin başkentinde iki ayda bir terör saldırılarının olması bahsi geçen belirli durumlardan değildir.
  3. japonlarda intihar ile özdeşleşen eylem.
    1995 yılındaki 6500 kişinin öldüğü kobe depreminden sonra kente su sağlayamayan belediye başkanını kendini astı.
    bir yıl sonra kentin imar müdürü de intihar etti.
    izmit körfez geçiş asma köprüsünde "catwalk " olarak bilinen halatın kopmasından kendini sorumlu tutan japon mühendis , bilek ve boğazını keserek intihar etti.
  4. az önce mesai arkadaşımın ısrarı üzerine iki hafta ertelediğim eylem. dediğine göre on beşinci günün şafağında (proje müdürünün işten ayrıldığı gün) herşey değişecekmiş.
  5. 6 yıllık meslek hayatımda 4 kez yaptığım eylem. ilkinde yaşadığım diyaloğu herhalde başka bir insanoğlu daha duymamıştır. şöyle ki:

    üniversiteden mezun olduğum hafta meslektaşlarımın yoğunlukla çalıştıkları, ancak mesleki gelişimi bitirip sadece tek bir (*:allahu ekber, noluyo lan) konuda uzmanlaşmayı sağlayıp 10 yıl sonra bu işi sevmiyorum desem yapacak başka iş bulamamayı garantileyecek bir işte, yeni mezun hevesiyle çalışmaya başladım. (*:youreads tarihinin en uzun cümlesi bu olabilir)

    iş kolundan dolayı aklımda filizlenen istifa düşüncesi patronun sonradan görme uyanık bi tip olduğunun ayyuka çıkmasıyla iyice kuvvetlendi. istifa günü gelip çattı. öğleye doğru raporumu hazırladım, gönderdim. ve patronun odasına daldım.

    - x bey raporları gönderdim.
    + gayet güzel, yarınki iş programınızı yaptınız mı?
    - yapmadım çünkü bugün istifa ediyorum.
    + nasıl yani? bunu kabul edemem. olmaz. olamaz.
    - yerime başka birini yetiştirip bırakmamı istiyorsanız bir süre daha kalabilirim, ama kararım kesin.
    + inanmıyorum yahu, inanmıyorum. 1 ay önce düğünümde karşılıklı göbek atmıştık, nasıl gidersin ?
    - (10 saniye soluk tutulur, kızarılır, kızarılır ve en sonunda dayanılamaz) hımfts, hımftss, puhahaa..pardon x bey..ama şey yani düğününüzde ne yapmam lazımdı?
    + tamam daha fazla uzatmayalım, yarın muhasebeciye uğrayın çıkış işlemlerini yapsın.

    sonrası, sonrası bahar bahçe.
    uzuun uzun yürüyorum sokaklarda. oturuyorum bi kıraathaneye, demli çayımı içerken gözümün önüne bi sahne geliyor, dalıp gidiyorum. sahnede patron fidayda oynuyor. patronun göbeği ayrı kendi ayrı hopluyor, ve ben gülüyorum.
  6. durduk yerde istifa edilmeyecegine gore her turlu sizi bir ust seviyeye cikaracak olan eylemdir. uzun yillar evvel ben de pazar sabahi 8deki dersi bana koyduklarinda bir sey dememistim de, velilerle pazarlik yapip kampanya yalanlari anlatmami isteyince, istifami vermistim. mudur sasirmisti cunku muhtactim, babami kaybettigimi para kazanmam gerektigini biliyordu. ben onun icin cantada kekliktim. ilk satisimi yaptigim gun istifa ettim hem de, mudur ben senin icin cok sevinmistim falan dedi. ben dedim ogrenci bir konuyu anladiginda gozunde gordugum ışık beni mutlu eden sey. siz bana pazarlik yaptiriyorsunuz. stratejimiz boyle falan filan derken helallestik ciktim rahatladim. icerde 200 lira falan gibi bi param kalmisti zarfa 10luklar halinde falan koymuslardi fazla gozuksun diye. te allam yareppim, ne gunlerdi. kimse kimseye muhtac olmasin insallah. kotu bi duygu. ama ogreten de bir duygu, risk alma skalaniz genisliyor kaybedecek bir sey kalmayinca. ya batak ya çıkak ...
  7. ne münasebet, siz kovmuyorsunuz ben istifa ediyorum ! (vakti geldi mi yapıştırın, çok zevkli)
  8. istifa ettiğimde rahatlamış olmam gerekmiyor muydu? daha yüksek maaşlı bir iş beni bekliyor iki hafta sonra başlayacağım ama yine de istifa etmek hiç içime sinmedi. belki ilk çalıştığım yer olmasıdır, belki patron hariç herkesi çok seviyor olmamdır bilmiyorum ama bi huzursuzum şu an.
    neyse, umarım eşyalarımı toplarken yaşarım o rahatlığı.
  9. istifa etmenin rahatlığı hemen hissedilmez. tabi, eğer gerçekten çalıştığımız yerde mutlu değilsek. bir süre sonra verilen kararın rahatlığı hissedilecektir. başlangıçta kişi haklı olarak onu bekleyen değişimden dolayı tedirgindir. değişim bilinmeyene yapılan yolculuktur ve bu tedirgin edicidir.
  10. ve devamında gelen rahatlamışlık hissi.

    çoğumuz mesleğini sevse de işini sevmiyor. çalıştığı ortamı, çalıştığı kişileri sevmiyor. ve çoğu insan istifa etme hayali kuruyor.
    istifa ederken söyleyeceği sözleri, o gün giyeceği kıyafeti, istifa ettikten sonra ilk kimi arayacağını düşünen insanlar tanıyorum. (ben de onlardan biriyim. merhaba!)

    şahsım adına; 1.5 yıl daha bu işten ayrılamam. sonraysa dakika durmam diye düşünüyorum. her haftaya başlarken motivasyonum istifa ederken dinleyeceğim şarkı: homesick - kings of convenience

    sonra burdan koşarak sahile inip çay içeceğim.