1. molekullerine ayrılmak söz konusu olduğundan yok olmak denemeyecegi için sıfırdır. mesele vücut bütünlüğünün yok olmasıysa da ℅100 dur. mevcut bilimsel verilerle siz o egonuza elveda deyin. bunu kabullenerek yaşamak daha zevkli gençler, sonra allah tan korkuyorum diyip yaşayınca korkusunu ilk yendiğinde çocuk tecavüzcüsü olan tiplerle yaşıyoruz. halbuki bunca dini öğreti yerine sadece empati yapmayı ogrense azcik da pedagojik bilgiyle bu günaha girmezdi.
  2. ölümden sonra yok olma ihtimalini kabul eden insan ya hayatındaki hiçbir şeye değer vermiyor olmalıdır, ya da tutarsızdır.

    ölümden sonra yok olma ihtimalini kabul eden insan; davranışlarını herhangi bir kurallar bütününe uydurma gereksinimi duymuyor olmalıdır, ya da tutarsızdır.

    ölümden sonra yok olma ihtimalini kabul eden insan; şu an içinde bulunduğu durumu düşündükçe aklını yitiriyor gibi olmalıdır, ya da tutarsızdır.

    etkileşime girdiğimiz nesnelere/kişilere verdiğimiz kıymet, sahip olduğumuz değer yargıları, içimizdeki iyiliğe yönelme isteği, mutlak adalet arzusu ve sonsuz bir hayata duyulan özlem, ölümden sonra da hayat olduğunun kanıtıdır. tıpkı acıkan bir midenin besinin varlığına kanıt olması gibi.

    ya da evren tümüyle tutarsızdır.
  3. şu alemle ilgili tek bildiğim inanılmaz bilgi şu ki tanrı çok iyi bir matematikçi ; evrenin her zerresinde müthiş bir matematik var yani olasılıklar içerisindeyiz herşey mümkün
  4. mesut
  5. insan var olduğundan beri genellersek cevaplamaya en çok çalıştığı 3 soru var.
    1. nereden geldim?
    2. nereye gidiyorum?
    3. neden geldim?
    sanırım bu da nereye gidiyorum? sorusunun bir yansıması.
    farklı dinlerde bunun farklı isimlendirmesi olsa da benim için bu olay (gideceğim yer) cennet-cehennem kavramıdır. tabii bu da öncelikle bir yaratıcı'nın varlığına inanmakla başlıyor. islam teolojisinde sonsuz merhameti olan bir allah'tan bahsediyor. hatta annelerin merhametinin yüce allah'ın merhametinin ufak bir nümunesi olduğu söyleniyor. peki şimdi bu derece merhamet sahibi allah bu evreni, insanlar ve olan her şeyi yarattı. sonra bunların hepsinin yok olacağına inanmak büyük bir hezeyan değil midir? bu derece merhamete sahip yaratıcı'nın her şeyi hiçliğe bırakacağını düşünmek ne kadar akıl kârıdır?
  6. ben kimim? şuan sahip olduğum vücudum. bu vücut kendini kapatınca ne olacak? öleceğim.

    ölünce de bilinç denen şey artık olmayacak. fazlası yok bunun, bitti gitti.
  7. bedenimizin ve bilincimizin ortaklaşa çalışmasıyla dünyayı ve evreni algılayıp, sorgulayıp, var olduğumuz kanısına varabiliyoruz. tüm bunları algılayamayacak hale gelmek ve herhangi bir şey düşünememek varoluşun bitişidir bence. fakat fiziki varlığımızın doğadaki diğer canlı-cansız varlıklara paylaştırılmak suretiyle tam anlamıyla yok olmadığı da açık. varlığı ve varoluşu nasıl algıladığımıza bağlı.
    ancak beden ve bilinç ortaklığında, beden bizi yarı yolda bırakınca şu an bizim var olduğumuzu bize düşündüren her şeyin hatta düşüncenin bile olmayacağını bilince de her şeyin son bulacağını düşünmek kaçınılmaz oluyor.
    jole
  8. bilinç ve varoluşu 'bilincin varsa varsın, yoksa yoksun' gibisinden ilkel bir denklemle açıklamak saçmalıktır.
    doğumundan öncesini hatırlayamaman daha önceden var olmadığını kanıtlamaz. buna bağlı olarak öldükten sonra zihinsel faaliyetlerini kaybetmen de varoluşunun sonlanacağı anlamına gelmez. eğer varlık yalnızca zihinsel faaliyetlerle açıklansaydı tanrıya da bir zihin, bir beyin biçmen gerekirdi. oysa tanrı bunlardan münezzehtir. insana biçilen sıfatlarla tanrıyı değerlendiremezsin.

    ha yok ben tanrıya inanmıyorum diyorsan bu durumda hayatına son vermemen için hiçbir neden yok. geride bırakacağın insanlar, duygular, yaşanmışlıklar vs hepsi bir gün yok olacak.
    eğer ki tanrıya inanmasaydım yapacağım en mantıklı hareket intihar etmek olurdu. direk kurtuluş oh mis.
    ölümden sonra yok olacağına inanan arkadaşları boğaz köprüsüne davet ediyorum.
  9. öyle güzel fikirlerim var ki ölüm ve tanrı konusunda..yoldan cıkarım diye korkuyorum:))
  10. %89.26'dır.