1. herhalde türk sinemasının gelmiş geçmiş en iyi repliği budur, ben daha ötesini izlemedim.

    'bak beyim, sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, her şeyin var. binlerce kişi çalışıyor emrinde. yakışır mı sana ekmekle oynamak. yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak. ama nasıl yakışmaz. sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören. anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor. ama ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. hıh. sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi saim bey. sen mi büyüksün .hayır ben büyüğüm, ben, yaşar usta.sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç. gözümde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. dokunma artık aileme. dokunma çocuklarıma. dokunma oğluma. dokunma gelinime. eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni. anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile!'

    yaşar usta

    münir ozkul

    bizim aile - ergin orbey
  2. "konuşmayacaktın antuan! şimdi ağzının yerini biliyorum."^:swh^
  3. taksi şoförü: körler genelde siyah gözlük takmazlar mı?
    kör müşteri: öyle mi? bilemem, ben hiç kör görmedim ki!

    night on earth - jim jarmusch
  4. önceki gün bana söylediklerini düşündüm.gece boyunca bunu düşündüm. sonra bişey farkettim.derin bir uykuya daldım. seni de hiç düşünmedim...neyi farkettim dersin?

    -bilmiyorum..

    -sen daha çocuksun..konuştuğun şeyler hakkında en ufak bir fikrin yok..sana kadınları sorsam bana tercihlerini sıralayabilirsin..belki bir kaçıyla birlikte oldun.
    sevdiğin bir kadının yanında uyanmanın gerçek mutluluk olduğundan söz edemezsin.. zor çocuksun... belki sana savaşı sorsam bana shakespere'in sonelerinden biriyle karşılık verirsin. sen bir savaş yaşamadın. en iyi arkadaşını kollarında kaybetmedin.son nefesini verirken onu seyretmedin..sana sevgiyi sorsam şiirle karşılık verirsin. bir kadının gözlerinin içine hiç bakmamışsındır. kendini çaresiz hissetmemişsindir. tanrı bu dünyaya melek göndermiştir.seni cehennemden uzak tutmak için. onun meleğin olduğunu asla farkedemezsin. sevdiğin birini kaybetmedin. çünkü bu sadece kendinden daha çok sevdiğin birini kaybettiğinde ortaya çıkar.senin hiç bir şeyi sevecek kadar cesur olduğunu sanmıyorum !.. kimse duygularının derinliğini bilemez ama sen sadece bi resme bakıp benim hakkımda herşeyi bildiğini sandın ve hayatımı yorumladın !.. (bkz: good will hunting) (bkz: robin williams)
    eno
  5. sigaramız diye genel bi durum yok.
    kuz
  6. fight club da pek çok örneği bulunan repliklerdir:
    -” tüm umudunuzu kaybetmek özgürlüktür.”
    -acı ve çelişki olmasaydı hiçbir şeyimiz olmazdı.
    -gülüşünde iğrenc bir çaresizlik var.
    -dinleyin sürüngenler! sizler özel değilsiniz, sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz! bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz! hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz!
    :
    :
    :
    dlg
  7. "anlamadığımı mı sanıyorsun?
    varolmak denen o umutsuz düşü...
    olur gibi görünmek değil, var olmak.
    her an bilinçli, tetikte.
    aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o farklılık...
    baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık.
    içinin görülmesi, ele geçirilmek, eksiltilmek...
    ve hatta belki de yok edilmek.
    her ses, her kelime yalan, her jest sahte.
    her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi.
    intihar mı?
    hayır.
    fazlasıyla iğrenç.
    insan yapamaz.
    ama hareketsiz kalabilir, susabilir.
    hiç değilse o zaman yalan söylemez.
    perdelerini indirip, içine dönebilir.
    o zaman rol yapmaya gerek kalmaz
    birkaç farklı yüz taşımaya,
    ya da sahte jestlere.
    böyle olduğuna inanır insan.
    ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer.
    sığınağın yeterince sağlam değil.
    hayat her şeyin içine sızar.
    ve tepki vermeye zorlanıyorsun.
    kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor.
    kimse sen gerçek misin
    yoksa yalan mısın demiyor.
    bu sorunun yalnızca tiyatroda bir önemi olabilir.
    belki orada bile olmaz."

    (bkz: persona)
    (bkz: ıngmar bergman)
  8. 'after all this time?'
    'always,' said snape.
    kuz