1. riske giren yapımcı eksikliğindendir. şöyle ki; farz-ı misal bir 'savaş' filmi çekilecek. bunun için öncelikle sağlam bir konu bulunmalı. mevcut mu? yaşam felsefesi "at, avrat, silah" olan, geçmişi şanlı zaferlerle dolu olan bir millet için 'konu' pek tabii tonlarcadır. bu konuyu kağıda aktaracak senarist mi eksik olan? onlarca kaliteli yazarımız olduğu için, ihtimal dışı görüyorum. ee kurgu, gerekli ekipman? milyon tane gerekli olmayan tv programının yapıldığı günümüzde, eksiklerden değil elbette ki. bu sayılan ve sayılmayan, gerekli tüm teçhizatı ve donanımı sağlayan girişimci -yapımcı- eksiktir azizim. sen vur yumruğunu masaya. "destan yazdığımız çanakkale zaferinin filmini yapmak istiyorum. bu filmin tamamen gerçekçi olması için gerekli tüm donanımı sağlayacağım. var mı kendine güvenen babayiğit bir yönetmen?" diye sor bakalım. bak neler çıkıyor ortaya.

    gelelim madalyonun öbür yüzüne. bu yüze de hep uyuz olmuşumdur.
    kaliteli film için ille de 'para' mı gereklidir? hayır tabii ki. düşük bir bütçeyle oscar adaylığı alan room filminin ne kadar muazzam bir yapım olduğunu tartışmayalım isterseniz. taş kesilirsiniz.

    bir de madalyonun dik yüzüne bakalım mı? nedir, kimdir bunlar? bana kalırsa izleyici kitlesidir azizim.
    hangimiz sinemaya 'para bayılmak' yerine "bir ay sonra torrenti düşer ne de olsa" kafasıyla merak ettiğimiz bir filme gitmemezlik yapmadık ki?

    yetişme kültürü olabilir mi?

mesaj gönder