1. yine allahın belası bursa’dayım. geceleri öfkeden uyuyamıyorum. özellikle geceleri tüm vücudumu bir öfke ateşi kaplıyor ve çılgına dönüyorum.

    bu hissi geçirmek için adeta içki içenler gibi davranıyorum. bir farkla; ben alkol bağımlısı değilim ama kendi kendimi internet bağımlısı hâline getirdim. sürekli internette bir şeyler okuyarak saatleri harcamak ve öfkemi dindirmek istiyorum. ama aksine katlanarak artıyor.

    hatta bu gece laptopa öyle sert vurdum ki, aniden kapandı. anakartı kırdım galiba diye korktum. neyse ki kısa süre sonra geri açıldı.

    world of warships oyun oynuyordum. hani birkaç el oynayayım da kafam dağılsın, sonra uyurum demiştim.. fakat üst üste 8-9 yenildi aldım. en sonunda sinirden vurdum. kafamı dağıtsın diye açtığım oyun bile bana yardımcı olmuyor.

    bursa’dayım demiştim. buraya gelirken safça bir duyguyla geldim. ama arkadaşım “ailenin seni yine kandırıp bursa’ya hapsetmelerinden korkuyorum. geçen dönem de böyle masumane şekilde çağırdılar seni. sonra olanları biliyorsun” dedi. ve içime kurt düştü tabii. yine bana zarar verirler mi diye korkarak geldim eve.

    şansılıyım, zarar vermediler bu sefer. ama yine de öfkeliyim be. insan ailesinden korkar mı lan? her gelişimde çabucak zaman geçsin de döneyim diye düşünüyorum ve böyle düşündüğünüm için de kendime öfkeleniyorum.

    niye sizden kaçmak, uzaklaşmak isteyecek kadar soğuttunuz beni kendinizden?

    bana yaşattığınız her şeye rağmen sizi özlemekten kendimi alamıyorum. ama yanına geldiğimde, bana yaptığınız şeyleri düşünüyorum. benden çaldığınız şeyleri, içimdeki bütün iyi duyguları nasıl sömürdüğünüzü düşünüyorum.

    duyguları da bir kenara bırakalım. parasal yönden bile beni umursamıyorlar. ağızlarına almışlar bi “yurt ücretini ödüyoruz” cümlesini... tek bildikleri bu. benim için yaptıkları yegane harcama işte bu. tebrik edilesi... diğer orta-üst gelirli aileler, çocuklarını pek çok farklı alanda yetiştiriyorken, siz bana ayda 200₺ falan gönderiyorsunuz. bu ilgisizlik,umursamazlık karşısında öfkeden deliriyorum.

    örneğin, diğer üniversitelerden yaşıtlarımla tanıştığım zaman, çoğunun en az 2-3 yabancı dil bildiğini görüyorum ve kendimi yetersiz hissediyorum. gelecekte, iş hayatında rekabet olacak, korkunç bir kapitalizm olacak. ve ben asla iyi bir iş bulamayacağımı düşünüyorum. ne yurt dışında iş bulabileceğim, ne de yurt içinde güzel bir işim olacak. işsiz kalacağım, şimdiden hissediyorum bunu.

    sadece ilgisiz değiller ama, aynı zamanda benciller. ben gelecek kaygısı içinde boğulurken, ailem yeni bir otomobil almayı düşünüyor. nasıl sakin kalabilirim?

    hangisi daha önemli lan? benim eğitimim mi? sıfır el otomobil mi? zaten ekonomik kriz var, nasıl oluyor da borca girmeyi umursamıyorsunuz? niye bütün kararlarınız mantıksız?

    geçtiğimiz haftalarda kendi çabalarımla bir almanca kursu bulmuştum, ona bile parayı zamanında göndermedikleri için kayıt tarihi geçti.

    istanbul’a döndüğümde part time iş aramaya devam edeceğim. sizin umursamazlıktan geç gönderdiğiniz paranızı falan istemiyorum. hem daha fazla yoğun olacağım için, ikide bir eve çağırmamış olurlar.

    of. uyuyacağım. fakat sakinleştiğim için değil, yorulduğum için. beynim yoruldu.

mesaj gönder