1. bazen rüyamda, daha doğrusu uyku hâlinde ama bilincimin henüz yerinde olduğu anlarda -muhtemelen- daha evvel duyulmamış, çok ama çok güzel melodiler çalıyor kulağımda. basbayağı duyuyorum, öyle temiz, öyle hoş geliyor ki sesler... sabah olunca unutmayayım istiyorum, uykunun içinde bile bu arzumun farkında oluyorum. "keşke sesi nazik bir enstrümanı şöyle layıkıyla çalabiliyor olsam ve o belirsiz uyku göklerinden pıtır pıtır kulağıma damlayan sesleri hemen kaydedebilsem..." diyorum. oysa ben bir tek helvacıoğlu blok flüt çalabiliyorum. yine azmeder, çalarım, maksat kemiksiz kılçıksız beste telef olmasın. ama o saatte, kör karanlıkta flüte ilk notayı üflediğim anda yaşanacak sahneyi görüyorum ben:

    ev ahalisi sur'a üflenmiş gibi korku ve dehşet içinde panikle uyanıyor, haşa huzurdan münasebetsizin israfil değil de ben olduğumu görüyor, gözler yarı açık kaşınan göbekler, cık cıklar, "ya sabır allahım..." örtük ültimatomuyla yatağa giriyorum. "neyime..." diye ağlıyorum, elimde flüt temizleme çubuğuyla... "neyime benim schubert olmak... bana mı kalmıştı chick corea olmak..." hık hık diye iç vura vura uykuya dalıyorum yeniden. sonra yine başlıyor müzik, ram pam pam, ram pam pam...

    yoo müzik yoo... yapamam, o flüte dokunamam. anam dişlerimi yakar, buna izin veremem...

mesaj gönder