1. pek hanımefendi ve medeni olduğunu düşündüğünüz kadınların, gop otobüslerine binerken bir boz ayı edasıyla sıranızı alarak önünüze geçebildiği şehirdir.

    yürüyen merdivenlerin sol tarafını ne yazık ki boş bulamayacağınız bir yerdir (yıllar geçti çok şey değişti ama bu hiç değişmedi)

    kimine cennettir, ben gibilere ise iş güçten sebep mecburiyetdir.

    istanbul'lu için parktır ve de bahçedir, çokça park ve de çokça bahçedir.

    sakin bir yaşam isteyenler için gayet güzeldir.

    ortadoğu ve balkanların en bitemeyen metrosuna sahiptir.

    ekmek almaya 15 km yol gidebilen amcalara sahiptir, çünkü otobüs beleştir. ve o amcacıklar mesai saati başlangıcı/bitimi falan hiç dinlememektedir.

    beğenmeyenler için 'ya sev ya terket'çileri bol bir şehrimizdir.
    yalan
  2. ozledigim kasvetli sehir. nesini ozledin deseler verecek cevabimda yok. gereksiz bir ankara ozlemi yasiyorum.
  3. ne tam sevebiliyorum ne nefret edebiliyorum. seviyo gibiyim ama bi şey eksik burda başka yere gitsem özlüyorum çok değişik bir yer.
    bi de seveni çok sever sevmeyeni nefret eder genelde benim gibi arafta kalanı görmedim
    wtf
  4. benim için kısaltması ank değil amk'tır.. duygularımı ifade ediyor bence.
  5. bana okul bıraktıran şehir. sevip sevmemek de değil olay, şehrin akışına alışamadım. normalde şehir işte abartılıyor diye düşünürdüm ama yadırganabiliyormuş.
    sezgi
  6. ankara'yı sevmemek için ne çok gerekçesi var insanların. oysa sevmek bir gerekçeniz olursa bu kent sizi bağrına basar ve sizi çok sever. ankara sizi çok severse kolay kolay vazgeçemezsiniz. gitseniz de asla unutamazsınız. o da sizi unutmaz. her gelişinizde hoş karşılar hiç gitmemişsiniz gibi. ama "anlatılmaz yaşanır" denilenlerden bir hikaye bu. yeter ki ruhunuzu açın ona. söylememe gerek yok sanırım. seviyorum o'nu.
  7. sevip sevmediğimi hala kestiremiyorum ama çok özlüyorum. sanırım hayatım boyunca da çok özleyeceğim. ankara adını gördüğüm her yerde gülümsüyorum. ulus'tan tunali'ya kadar atatürk bulvarı boyunca yürümek en büyük zevklerimden biriydi. huzur veriyor o bulvar boyu yürümek.

    bir de tabii ki düzeni. ankaralilar hemen anladılar hangi düzeni kastettiğimi :) o şehrin yazılı olmayan ama herkes tarafından uygulanan ilginç bir düzen kanunu var. onu da çok arıyorum.

    yazılacak çok sey var da uzatmayayım şimdi, son olarak çayyolu metrosu öptüm seni cınım. umarım o kapılarını açıp kapamak için bi yarım saat beklememen gerektiğini öğrenirsin bir gün.
  8. kavuşmak için şafak saydığım... bir şehirden çok daha fazlası benim için. aslında memleketim değil ama kendimi ankara'ya ait hissettiğim gibi başka bir yere ait hissetmedim hiç. şu an bayram tatili dolayısıyla ailemin yanındayım ve bitse de eve gitsem modundayım. eve, evime yani ankara'ya...

    herkesi boğan griliği, resmi havası, mekanikliği bile bana iyi geliyor bazen. hani "bir yeri güzel yapan insanlardır." denir. klişedir ve doğrudur ama eklenecek çok şey var bu söze. bir yeri güzel kılan oraya yüklediğin anlamlardır. bir yeri güzel yapan orada biriktirdiğin güzel anılardır. ben ankara'ya çok büyük anlamlar yükledim. öyle sevgili uğruna yüklenen anlamlar falan sanılmasın. ankara'nın yaşamışlıkları, yazılmışlıkları, yaşanmışları, tarihe tanıklığı, mesleğimle alakalı idealist anlamlar vs. vs. hülasa seviyorum merkez!

    umarım güzel anılar ve güzel insanlar biriktirmemde bana yardımcı olmaya devam edersin. biliyorum, sen de bana karşı boş değilsin.^:swh^
  9. bu şehrin insan üzerinde kendine has değişik bir bağımlılığı var. değişik bir his. anlatırlardı da inanmazdım.

    üç yıldır ankara'da yaşıyorum. ankara'dan başka bir yerde yaşayabileceğimi zannetmiyorum artık ama bir yandan da yaşamak istemiyorum ne burada ne de başka bir yerde. söverek seviyorum ankara'yı.

    bağımlılık dedikleri bu olsa gerek. bir yandan sevip bir yandan da bundan vazgeçmeyi istemektir, bağımlılık.

    gri şehirmiş. doğrudur. her şeyinde olduğu gibi bu özelliğini de bir yandan seviyor, bir yandan da sevmiyorum işte. buradaki bulutlar bile bir başka gri deyip de abartmak istemiyorum ama değişik işte.

    sonbaharda, bazı caddelerinde yerle dökülen yapraklar olur. çok güzeldir o caddeler. bazı yerleri çok yeşildir, planlıdır. hatta öyledir ki ankara'ya gri dediğine utanır insan.

    biraz depresif, biraz da isyankar yapar insanı.