1. louie adlı dizide bi' sahnede çok güzel anlatılmıştı dilim döndüğünce anlatayım.

    louis: şimdi o gitti ve çok üzülüyorum. bu kadar üzüleceğimi düşünmemiştim. yani eğer sonunda bu kadar üzüleceksem eğer, şimdiye kadar yaşadığım mutluluğa değdi mi? aşık olmak eğer sonunda böyle bir üzüntüye yol açacaksa güzel bi' şey değil vs vs vs.

    doktor: sanıyorsun ki aşık olmak, onu öpmek, koklamak, sarılmak. tam da o sıradan aptallardansın, eğer böyle düşünüyorsan tamamen yanlışsın. o senden ayrıldı ve aşk asıl şimdi başladı. aşk budur, onu özlüyorsun, ölmek istiyorsun, çok şanslısın, asıl güzel kısmı bu. asıl şimdi elinde tutuyorsun aşkı. ve sen bu duyguyu tamamen atmak mı istiyorsun?

    louie: ben acı çekmenin kötü kısım olduğunu sanıyordum.

    doktor: hayır. kötü kısım onu unuttuğun zaman gerçekleşecek. onu umursamadığın zaman veya hiç bi' şeyi umursamadığın zaman gerçekleşecek kötü kısım. yani hala yapabiliyorken bu acıyı hisset. tanrı aşkına ben böyle bi acı hissetemeyeli çok uzun zaman oldu. bunun değerini bil ve bu anın tadını çıkart.

    arada unuttuğum cümleler olabilir ama verilmek istenen mesajı almışsınızdır. eğer vakit bulursanız da kesinlikle izleyin. standart bi' komediden çok daha üst düzey bir dizi.
  2. imkansızlık, kavuşamamak, acı çekmek gibi durumlarla özdeşleştirilen duygu.

    ne yapayım ben onu?

    benim olacak, zamandan bağımsız yani ölene kadar olacak. aşkın karanlık ve psikolojik boyutu insana kafayı kırdırmak dışında ne işe yarar?

    mutlu etsin. ömürlük olsun. insan hayatı boyunca maksimum kaç kez aşık olabilir ki?
  3. vektörel bir acı.
  4. bazen sadece dudağını izlemek.
  5. sana bakmayacağını bile bile önüne geçip oturmak, sevmeyeceğini bile bile gözyaşını onun için akıtmak, umursamayacağını bile bile mesajlar atmak, seni asla unutmayacağım dese bile unutacağını derinden hissetmek, her gün sen onu görüyor olsan da onun seni artık hiçbir zaman görmediğini bilmek.
  6. mnb
  7. bir gün biter.
  8. ya içindesindir ya da dışında.
  9. dudaklardaki en güzel hece.
    dlg
  10. ilk kez aşık olduğumu sandığımda 7 yaşındaydım, mahalleden birine böyle hayran hayran bakardım. en yakın arkadaşım dediğim kıza söyledim 3 dakika sonra kız yanımdan kalktı gitti. bir de baktım ki çocuk koşa koşa geliyor. boğazımı sıkıp havaya kaldırdı bir daha böyle bir şey duymayacağım diye. deli yürek, aynalı tahir falan meşhurdu o sıralar ona mı özendi ne yaptı bilmiyorum. ayaklarımı yerden kesti ama maalesef gerçek anlamda. o günden beri hızlı, öfkeli ve ihtiraslı aşklara yelken açmadım.